1) Allah (Azze ve Celle) şöyle buyuruyor:
﴿وَتَأْكُلُونَ التُّرَاثَ أَكْلاً لَّمًّا﴾
“Mirası da haram helal demeden yiyorsunuz!”
Fecr Suresi 19
2) Usame bin Zeyd (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
لاَ يَرِثُ الْمُسْلِمُ الْكَافِرَ، وَلاَ يَرِثُ الْكَافِرُ الْمُسْلِمَ
“Müslüman kafire mirasçı olamaz! Kafir de Müslümana mirasçı olamaz!”
Buhari 14/6630, Muslim 1614/1, Ebu Davud 2909, Tirmizi 2189, Nesei el-Kubra Feraiz, 4/80, 81, 82, İbni Mace 2729, Ahmed bin Hanbel Müsned 5/201, 202, 203, 209, Darimi Feraiz, 29, Muvatta Feraiz 10
3) Abdullah bin Amr (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
لاَيَتَوَارَثُ أَهْلُ مِلَّتَيْنِ شَتَّى
“İnançları ayrı iki milletin halkı birbirlerine mirasçı olamazlar!”
Ebu Davud 2911, Tirmizi 2191, İbni Mace 2731, Darimi, Feraiz 39, Ahmed bin Hanbel Müsned 11/195
عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ؛ أَنَّهُ قَالَ: يَا رَسُولَ اللهِ! أَ تَنْزِلُ فِي دَارِكَ بِمَكَّةَ؟ قَالَ:
وَهَلْ تَرَكَ لَنَا عَقِيلٌ مِنْ رِبَاعٍ أَوْ دُورٍ؟
وَكَانَ عَقِيْلٌ وَرِثَ أَبَا طَالِبٍ، هُوَ وَطَالِبٌ، وَلَمْ يَرِثْ جَعْفَرٌ، وَلاَ عَلِيٌّ شَيْئًا لِأَنَّهُمَا كَانَا مُسْلِمَيْنِ، وَكَانَ عَقِيلٌ، وَطَالِبٌ كَافِرَيْنِ
فَكَانَ عُمَرَ، مِنْ أَجْلِ ذَلِكَ، يَقُولُ: لاَ يَرِثُ الْمُؤْمِنُ الْكَافِرَ
وَقَالَ أُسَامَةُ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
لاَ يَرِثُ الْمُسْلِمُ الْكَافِرَ، وَلاَ الْكَافِرُ الْمُسْلِمَ
4) Usame bin Zeyd (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Ya Rasulallah! Mekke’deki evine mi ineceksin? Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de şöyle buyurdu:
“Akil, bize evden yahut meskenden bir şey mi bıraktı?”
Akil ve (kardeşi) Talib (babaları) Ebu Talib’e varis olmuşlardı. (Ebu Talib’in diğer oğulları) Cafer ve Ali (Radiyallahu Anhuma) ise hiç bir şeye mirascı olmamışlardı! Çünkü Cafer ve Ali (Radiyallahu Anhuma) her ikisi de Müslüman idiler. Akil ve Talib ise kafir idiler! Ömer (Radiyallahu Anh) bunun için diyor ki:
Mü’min, kafire mirasçı olamaz!
Usame bin Zeyd (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Müslüman kafire mirasçı olamaz! Kafir de Müslümana mirasçı olamaz!”
İbni Mace 2730, Ebu Davud 2910
İbni Teymiyye ve İbni Kayyım (Rahmetullahi Aleyhim) şöyle demişlerdir:
“Meselenin ihtilaflı olan yönü ise, Müslüman bir kimsenin kafirden miras alıp alamayacağıdır!”
Muaz bin Cebel (Radiyallahu Anh)’ın, yahudi iken ölen bir babaya Müslüman bir oğlu mirasçı yapmasına gelince, bu eser ZAYIFTIR! Hüccet kabul edilemez!
Kafirlerden miras alınabileceği görüşünde olanların delil olarak ileri sürdükleri, “İslam artar, eksilmez!” hadisi de ZAYIFTIR! Eğer bu hadis sahih olsaydı, bu mesele hakkında hüccet olmazdı! Çünkü bu hadis, bu konu hakkında kapalı olup, yoruma muhtaçtır! Ama, “Müslüman kafire mirasçı olamaz! Kafir de Müslümana mirasçı olamaz!” hadisi ise SAHİHTİR! Gayet açık olup, hüccettir. Bu sebeple hüküm, bu hadisin bildirdiği üzeredir!
Nitekim İmam Nevevi (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:
“Cumhurun delili olan, “Müslüman kafire mirasçı olamaz! Kafir de Müslümana mirasçı olamaz!” bu hadis, SAHİH ve açıktır. Sahabelerin, tabiinin ve bunlardan sonra gelenlerin cumhuruna göre, Müslüman bir kişi kafir olan bir kişiye asla mirasçı olamaz!”
El-Minhâc fi Şerhi Sahîhi Müslim 11/52
Önemli Not: Bizim kanaatimize göre her halde ihtilafın çıkış sebebi bu iki ZAYIF hadistir! Allah-u Teâlâ’ya hamdu senalar olsun ki, âlimlerimiz bu iki hadisin hüccet olamayacağını açıklamışlardır. Âlimlerin bu meseledeki ihtilaflarının özetine yelince; Müslüman bir kişi kafir olan birinden kendisine düşen mirası almadığı zaman, bu malı kâfir kardeşleri alıp ve bu malları içki, zina, kumar ve Allah’ın haram kıldığı yerlerde ve küfrün yer yüzünde yayılması için yani Allah’ın Şeriatının yer yüzünde hakim olmaması için kullanacaklarsa, Müslüman olan kişi bu mirası alır ve Allah’ın Yolunda Cihad eden Mücahidlere ve Muvahhidlere infak eder. Yani bu kafirin mirası ile Allah’ın Dinini kuvvetlendirir. Allah en doğrusunu bilendir.