(1) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namazı açtığı zaman şöyle dua ederdi:
سُبْحَانَكَ، اللَّهُمَّ، وَبِحَمْدِكَ، وَتَبَارَكَ اسْمُكَ، وَتَعَالَى جَدُّكَ، وَلآ إِلَهَ غَيْرُكَ
Duanın Manası: “Ey Allah’ım! Seni hamdin ile tesbih ederim. İsmin ne mübarektir, azametin ne yücedir. Senden başka hak ilah yoktur.”
Tirmizi 243, Ebu Davud 776, İbni Mace 806, Darekutni1/301, Hâkim 859, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 341
سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ، وَبِحَمَدِكَ، وَتَبَارَكَ اسْمُكَ، وَتَعَالَى جَدُّكَ، وَلاَ إِلهَ غَيْرُكَ، لاَ إِلهَ إِلاَّ اللهُ، لاَ إِلهَ إِلاَّ اللهُ، لاَ إِلهَ إِلاَّ اللهُ، اللهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا، اللهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا، اللهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا، أَعُوذُ بِاللهِ السَّمِيعِ الْعَلِيمِ مِنَ الشَّيْطاَنِ الرَّجِيمِ، مِنْ هَمْزِهِ، وَنَفْخِهِ، وَنَفْثِهِ
Duanın Manası: “Ey Allah’ım! Seni hamdin ile tesbih ederim. İsmin ne mübarektir, azametin ne yücedir. Senden başka (hak) ilah yoktur. Senden başka hak olarak ibadet edilen hiçbir ilah yoktur. Senden başka hak olarak ibadet edilen hiçbir ilah yoktur. Senden başka hak olarak ibadet edilen hiçbir ilah yoktur. Allah, en büyüktür. Allah, en büyüktür. Allah, en büyüktür. Taşlanarak kovulmuş şeytandan, onun küfre götüren kibirinden, sihir ve vesvesesinden Allah’a sığınırım.”
Ebu Davud, İbni Mace, Tirmizi
(2) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namaz için tekbir aldığı zaman kıraatinden önce biraz susardı. Ben dedim ki:
−Ya Rasulallah! Anam babam sana feda olsun! Tekbir ile kıraat arasında şu sukutunu ve ne dediğini bana söyler misin? Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle derim buyurdu:
اللَّهُمَّ بَاعِدْ بَيْنِى، وَبَيْنَ خَطَايَاىَ كَمَا بَاعَدْتَ بَيْنَ الْمَشْرِقِ، وَالْمَغْرِبِ، اللّهُمَّ نَقِّنِى مِنْ خَطَايَاىَ كَمَا يُنَقَّى الثَّوْبُ الْأَبْيَضُ مِنَ الدَّنَسِ، اللّهُمَّ اغْسِلْنِى مِنْ خَطَايَاىَ بِالثَّلْجِ، وَالْمَآءِ، وَالْبَرَدِ
“Allahumme, Baid Beyni Ve Beyne Hatayaye Kema Bâadte Beyne’l-Meşrigi Ve’l-Mağribi. Allahumme, Naggini Min Hatâyaye Kema Yunegga’s-Sevbu’l-Ebyadu Mineddenesi. Allahummeğsilni Min Hatayaye Bi’sselci Ve’l-Mâi Ve’l-Beredi.”
Duanın Manası: “Ey Allah’ım! Benimle günahlarımın arasını, doğu ile batının arasını uzaklaştırdığın gibi uzaklaştır. Ey Allah’ım! Beyaz elbisenin kirden temizlendiği gibi, beni hatalarımdan temizle. Ey Allah’ım! Benim hatalarımı karla, suyla ve doluyla yıka gider.”
Müslim 598/147, Buhari 757, Ebu Avane 1/989, Ebu Davud 781, İbni Mace 805, Darimi 1/283, Beyhaki 2/195, Begavi 574, İbni Hibban 1775, 1778
(3) Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namaza durduğu vakit namazı Allah-u Ekber ile açar, iftitah duasını şöyle yapardı:
وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذِي فَطَرَ السَّـمَاوَاتِ، وَالْأَرْضَ، حَنِيفًا، وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ، إِنَّ صَلاَتِي، وَنُسُكِي، وَمَحْيَايَ، وَمَمَاتِي لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ، لاَ شَرِيكَ لَهُ، وَبِذَالِكَ أُمِرْتُ، وَأَنَا مِنَ الْمَسْلِمِينَ اللَّهُمَّ أَنْتَ الْمَلِكُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ أَنْتَ رَبِّي، وَأَنَا عَبْدُكَ، ظَلَمْتُ نَفْسِي فَأغْفِرْليِ ذُنُوبِي جَمِيعًا إِنَّهُ لاَيَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ، وَاهْدِنِي ِلِأَحْسَنِ الْأَخْلاَقِ لاَ يَهْدِي لِأَحْسَنِهَا إِلاَّ أَنْتَ، وَاصْرِفْ عَنِّي سَيِّئَهَا، لاَيَصْرِفُ عَنِّي سَيِّئَهَا إِلاَّ أَنْتَ، لَبَّيْكَ، وَسَعْدَيْكَ، وَالْخَيْرُ كُلُّهُ بِيَدَيْكَ، وَالشَّرُّ لَيْسَ إِلَيْكَ، أَنَا بِكَ، وَإِلَيْكَ، تَبَارَكْتَ، وَتَعَالَيْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ، وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
“Veccehtu Vechiye Lillezi Fatere’s-Semavati Ve’l-Arda. Hanifen Müslimen Ve Ma Ene Mine’l-Müşrikine. İnne Salati Ve Nusuki Ve Mahyaye Ve Memati Lillahi Rabbi’l-Âlemine. La Şerikelehu. Ve Bizalike Umirtu Ve Ene Evvelu’l-Müslimine. Allahumme Ente’l-Meliku La İlahe İlla Ente. Subhaneke Ve Bihamdike. Ente Rabbi Ve Ene Abduke Zalemtu Nefsi Va’tereftu Bi Zembi Fağfir Li Zunûbi Cemian. İnnehu La Yağfiru’z-Zunube İlla Ente. Vehdini Li Ahseni’l-Ahlagi La Yehdi Li Ahseniha İlla Ente. Vasrif Anni Seyyieha La Yasrifu Anni Seyyieha İlla Ente. Lebbeyke Ve Sa’deyke Ve’l-Hayru Kulluhu Fi Yedeyke. Ve’ş-Şerru Leyse İleyke Ene Bike Ve İleyke Tebarekte Ve Tealeyte Estağfiruke Ve Etubu İleyke.”
Duanın Manası: “Ben yüzümü birleyici olarak gökleri ve yeri yaratan Allah’a çevirdim. Ben müşriklerden de değilim! Kuşkusuz ki, namazım, bütün ibadetlerim, hayatım ve ölümüm, ortağı olmayan âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. Ben ancak bununla emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim. Ey Allah’ım! Melik Sensin, Senden başka hakkı ile ibadet olunan hiçbir ilah yoktur! Sana hamdederim ve Seni tüm noksanlıklardan tenzih ederim. Sen benim Rabbimsin, bende Senin kulunum. Ben nefsime zulüm ettim, günahımı itiraf ettim, günahlarımın hepsini bağışla. Günahları ancak Sen bağışlarsın. Beni ahlakın en güzeline ulaştır, ahlakın en güzeline ancak Sen ulaştırırsın. Ahlakın kötüsünü benden uzaklaştır. Ahlakın kötüsünü ancak Sen uzaklaştırırsın. Lebbeyk emrine itaatkâr olarak sa’deyk davetine icabet edici olarak huzurundayım. Hayrın tamamı Senin elindedir. Şer Sana ulaşamaz. Ben Senin içinim, dönüşüm Sanadır. Sen ne mübareksin, Sen ne yücesin. Senden bağışlanma istiyor ve Sana tevbe ediyorum.”
Müslim 771/201, Ebu Davud 760, 761, Nesei 896, Tirmizi 226, İbni Hibban 1774, Darekutni 1/287, 296, Beyhaki 2/74, İbni Hazm Muhalla 4/95, 96, Begavi 3/3435, Ahmed bin Hanbel Müsned 717
اللَّهُـمَّ رَبَّ جَبْرَائِيلَ، وَمِيكَـائِيلَ، وَإِسْرَافِيلَ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ، وَالْأَرْضِ، عَـالِمَ الْغَيْبِ، وَالشَّهَادَةِ، أَنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادِكَ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ اِهْدِنيِ لِمَا اخْتُلِفَ فِيهِ مِنَ الْحَقِّ بِإِذْنِكَ إِنَّـكَ تَهْدِي مَنْ تَشَآءُ إِلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ
Duanın Manası: “Cebrail’in, Mikail’in ve İsrafil’in Rabbi, göklerin ve yerin yaratanı, gizli ve aşikarı bilen Allah’ım! Ayrılığa düştükleri şeylerde kulların arasında Sen hüküm verirsin. İhtilafa düşüldüğünde beni izninle hakka ulaştır. Şüphesiz, Sen dilediğini doğru yola erdirirsin.”
Müslim 770/200
اللهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيرًا، وَسُبْحَانَ اللهِ بُكْرَةً، وَأَصِيلاً، اللهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيرًا، وَسُبْحَانَ اللهِ بُكْرَةً، وَأَصِيلاً، اللهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيرًا، وَسُبْحَانَ اللهِ بُكْرَةً، وَأَصِيلاً، أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيم، مِنْ نَفْخِهِ وَنَفْثِهِ، وَهَمْزِهِ
Duanın Manası: “Allah, en büyüktür. Allah’a çokça hamdolsun. Sabah ve akşam, Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim. Allah, en büyüktür. Allah’a çokça hamdolsun. Sabah ve akşam, Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim. Allah, en büyüktür. Allah’a çokça hamdolsun. Sabah ve akşam, Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim. Taşlanarak kovulmuş şeytandan, onun küfre götüren kibrinden, sihir ve vesvesesinden Allah’a sığınırım.”
Ebu Davud, İbni Mace, Ahmed, Müslim
اللَّهُمَّ لَكَ الْحَمْدُ أَنْتَ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ، وَلَكَ الْحَمْدُ أَنْتَ قَيِّمُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ، وَلَـكَ الْحَمْدُ أَنْتَ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ وَلَكَ الْحَمْدُ لَكَ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ وَلَكَ الْحَمْـدُ أَنْتَ مَلِكُ السَّـمَاوَاتِ وَالأرْضِ وَلَكَ الْحَمْدُ أَنْتَ الْحَقُّ، وَوَعْـدُكَ الْحَقُّ، وَقَوْلُـكَ الْحَقُّ، وَلِقَاؤُكَ حَقُّ، وَالْجَنَّةُ حَقٌّ، وَالنَّارُ حَقٌّ، وَالنَّبِيُّونَ حَقٌّ، وَمُحَمَّدٌ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَقٌّ وَالسَّاعَةُ حَقٌّ اَللَّهُمَّ لَكَ أَسْلَمْتُ وَعَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ، وَبِكَ آمَنْتُ، وَإِلَيْكَ أَنَبْتُ، وَبِكَ خَاصَمْتُ، وَإِلَيْكَ حَاكَمْتُ فَاغْفِرْ ليِ مَاقَدَّمْتُ، وَمَا أَخَّرْتُ، وَمَا أَسْرَرْتُ، وَمَا أَعْلَنْتُ أَنْتَ الْمُقَدِّمُ وَأَنْتَ الْمُؤَخِّرُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَنْتَ إِلَهيِ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ
Duanın Manası: “Allah’ım! Hamd Sanadır. Sen göklerin, yerin ve o ikisinin arasında bulunanların nurusun. Hamd Sanadır. Sen göklerin, yerin ve onlarda bulunanların efendisisin. Hamd Sanadır. Sen göklerin, yerin ve onlarda bulunanların Rabbisin. Hamd Sanadır. Göklerin yerin ve o ikisinin arasında bulunanların mülkü Sana aittir. Hamd Sanadır. Sen göklerin ve yerin hükümdarısın. Hamd Sanadır. Sen Hak’sın, vadin de haktır. Sözün hak ve Sana dönüş de haktır.
Cennet ve Cehennem haktır. Nebiler haktır. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem haktır. Kıyamet haktır. Allah’ım! Sana teslim oldum. Sana tevekkül ettim. Sana iman ettim ve Sana döndüm. Bana verdiğin huccetle düşmanını düşman edindim. Seni aramızda hakem kılıp hükmüne başvurdum. Gizli ve aşikar yaptığım ve yapacağım amellerimi bağışla. Öne geçiren ve geriye bırakan Sensin. Senden başka ilah yok. Sen benim ilahımsın. Senden başka ilah yok.”
Buhari, Müslim
سُبْحَانَ رَبِّيَ الْعَظِيمِ
Duanın Manası: “Azim Rabbimi tüm noksanlıklardan tenzih ederim.”
Buhari, Müslim, Ebu Davud, İbni Mace, Ahmed, Tirmizi
سُبْحاَنَ رَبِّيَ الْعَظِيمِ، وَبِحَمْدِهِ
Duanın Manası: “Azim Rabbimi tüm noksanlıklardan tenzih ederim ve hamdi ile tesbih ederim.”
Buhari, Müslim
لِرَبِّيَ الْحَمْدُ، لِرَبِّيَ الْحَمْدُ
Duanın Manası: “Hamd Rabbime mahsustur, Hamd Rabbime mahsustur.”
Buhari, Müslim
سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ رَبَّنَا، وَبِحَمْدِكَ اللَّهُمَّ اغْفِرْليِ
Duanın Manası: “Rabbimiz olan Allah’ım! Sana hamd ederek, Seni tüm noksanlıklardan tenzih ederim. Allah’ım! Beni bağışla.”
Buhari, Müslim
سُبُّوحٌ، قُدُّوسٌ، رَبُّ الْمَلاَئِكَةِ، وَالرُّوحِ
Duanın Manası: “(O Allah) çokça tesbih edilen ve tahdis edilendir. (Allah) Meleklerin ve Ruhun Rabbidir.”
Müslim, Ebu Davud
سُبْحَـانَ ذِي الْجَبَرُوتِ، وَالْمَلَكُوتِ، وَالْكِبْرِيَاءِ،وَالْعَظَمَةِ
Duanın Manası: “Kudret, hükümranlık, büyüklük ve yücelik sahibini tüm noksanlıklardan tenzih ederim.”
Ebu Davud, Nesei, Ahmed
اللَّهُمَّ لَكَ رَكَعْتُ، وَبِكَ آمَنْتُ، وَلَكَ أَسْلَمْتُ، خَشَعَ لَكَ سَمْعِي، وَبَصَرِي، وَمُخِّي، وَعَظْمِـي، وَعَصَبِي، وَمَا اسْتَقَلَّ بِهِ قَدَمِي
Duanın Manası: “Allah’ım! Sana rüku ettim. Sana iman ettim ve Sana teslim oldum. Kulağım, gözüm, beynim, kemiğim, sinirim ve ayağımın taşıdığı (bedenim) Sana boyun eğdi.”
Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Nesei
اللَّهُمَّ لَكَ رَكَعْتُ، وَبِكَ آمَنْتُ، ولَكَ أَسْلَمْتُ، وَعَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ، أَنْتَ رَبِّي خَشَعَ سَمْعِي، وَبَصَرِي، وَدَمِي، وَلَحْمِي، وَعَظْمِي، وَعَصَبِي لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Duanın Manası: “Allah’ım! Senin için rukuya eğildim, Sana iman ettim. Sana teslim oldum. Sana dayanıp güvendim. Sen benim Rabbimsin. Kulağım, gözüm, kanım, etim, kemiğim ve sinirim alemlerin Rabbi Allah için boyun eğdi.”
Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Nesei
اللَّهُمَّ لَكَ رَكَعْتُ، وَبِكَ آمَنْتُ، ولَكَ أَسْلَمْتُ أَنْتَ رَبِّي خَشَعَ لَكَ سَمْعِي، وَبَصَرِي، وَمُخِّي، وَعَظْمِي، وَعَصَبِي، وَمَا اَسْتَقَلَّتْ بِهِ قَدَمِي لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Duanın Manası: “Allah’ım! Senin için rukuya eğildim, Sana iman ettim. Sana teslim oldum. Sen benim Rabbimsin. Kulağım, gözüm, beynim, kemiğim, sinirim ve ayaklarımın taşıdığı alemlerin Rabbi Allah için boyun eğdi.”
Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Nesei
سَمِعَ اللهُ لِمَنْ حَمِدَهُ
Duanın Manası: “Allah, kendisine hamdedeni işitti.”
Buhari
اللَّهُمَّ رَبَّنَا، وَلَكَ الْحَمْدُ
Duanın Manası: “Ey Allah’ım! Ey Rabbimiz! Hamd Sana mahsustur.”
Buhari
رَبَّنَا، وَلَكَ الْحَمْدُ، حَمْدًا كَثِيرًا طَيِّبًا مُبَارَكًا فِيهِ
Duanın Manası: “Rabbimiz! Tertemiz ve mubarek çokça hamd, yalnızca Sanadır.”
Buhari
رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ حَمْدًا كَثِيرًا طَيِّبًا مُبَارَكاً فِيهِ مُباَرَكاً عَلَيْهِ، كَماَ يُحِبُّ رَبُّناَ وَيَرْضَى
Duanın Manası: “Rabbimiz! Tertemiz ve mubarek olup üzerinde bereket bulunan Rabbimizin sevip razı olduğu çokça hamd Sana mahsustur.”
Buhari
اللَّهُمَّ رَبَّنَا، وَلَكَ الْحَمْدُ، مِلْءَ السَّمَاوَاتِ، وَمِلْءَ الْأَرْضِ، وَمَا بَيْنَهُمَا، وَمِلْءَ مَا شِئْتَ مِنْ شَيْءٍ بَعْدُ، أَهْلَ الثَّنَآءِ، وَالْمَجْدِ أَحَقُّ مَا قَالَ الْعَبْدُ، وَكُلُّنَا لَكَ عَبْدٌ اللَّهُمَّ لاَ مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ، وَلاَ مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ، وَلاَ يَنْفَعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ
Duanın Manası: “Rabbimiz! Hamd Senindir. Gökler dolusu, yerle gökler arasındaki mesafe dolusunca ve bundan sonra dilediğin şeyler dolusunca hamd yalnızca Sanadır. Ey övgü, ve şeref sahibi! Bir kulun ki hepimiz senin kulunuz söylediği şu söze en layık olan Sensin. Allah’ım! Senin verdiğine mani olacak, Senin mani olduğuna da verecek hiç kimse yoktur. Makam sahibinin sahip olduğu şeyler, Senin yanında kendisine hiçbir fayda vermez.”
Müslim
سُبْحَانَ رَبِّيَ الأَعْلَى
Duanın Manası: “En yüce olan Rabbimi tüm noksanlıklardan tenzih ederim.”
Buhari, Müslim, Ebu Davud, İbni Mace, Ahmed, Albani Sahihi Tirmizi
سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ رَبَّنَا وَبِحَمْدِكَ، اللَّهُمَّ إغْفِرْ ليِ
Duanın Manası: “Rabbimiz olan Allah’ım! Sana hamd ederek, Seni tüm noksanlıklardan tenzih ederim. Allah’ım! Beni bağışla.”
Buhari, Müslim
سُبُّوحٌ، قُدُّوسٌ، رَبُّ الْمَلاَئِكَةِ وَالرُّوحِ
Duanın Manası: “(O Allah) çokça tesbih edilen ve tahdis edilendir. (Allah) Meleklerin ve Ruhun Rabbidir.”
Müslim, Ebu Davud
اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي، ماَ أَسْرَرْتُ وَماَ أَعْلَنْتُ
Duanın Manası: “Ey Allah’ım! Gizlediğim ve açığa vurduğum (günahlarımı) bağışla.”
Müslim, Ebu Davud
سُبْحَـانَ ذِي الْجَبَرُوتِ،وَالْمَلَكُوتِ،وَالْكِبْرِيَاءِ،وَالْعَظَمَةِ
Duanın Manası: “Kudret, hükümranlık, büyüklük ve yücelik sahibini tüm noksanlıklardan tenzih ederim.”
Ebu Davud, Nesei, Ahmed
اللَّهُمَّ اغْفِرْ ليِ ذَنْبِي كُلَّهُ، دِقَّهُ وَجِلَّهُ، وَأَوَّلَهُ وَآخِرَهُ، وَعَلانِيَتَهُ وَسِرَّهُ
Duanın Manası: “Ey Allah’ım! Günahlarımın hepsini, küçüğünü ve büyüğünü, öncesini ve sonrasını, açığını ve gizlisini bağışla.”
Müslim, Ebu Davud
اللَّهُـمَّ لَكَ سَجَدْتُ وَبِكَ آمَنْتُ، وَلَكَ أَسْلَمْتُ، سَجَدَ وَجْهِيَ لِلَّذِي خَلَقَهُ،وَصَوَّرَهُ،وَشَقَّ سَمْعَهُ وَبَصَرَهُ، تَبَارَكَ اللهُ أَحْسَنُ الْخَالِقِيَن
Duanın Manası: “Allah’ım! Sana secde ettim, Sana iman ettim ve Sana teslim oldum. Yüzüm, kendisini yaratan ve ona şekil veren, onda göz ve kulak açan Allah’a secde etti. Takdir eden ve şekil verenlerin en güzeli olan Allah’ın bereketi pek çoktur.”
Müslim Ebu Davud, Nesei, Tirmizi
اللَّهُمَّ إِنيِّ أَعُوذُ بِرِضَاكَ مِنْ سَخَطِكَ، وَبِمُعَافَاتِكَ مِنْ عُقُوبَتِكَ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْكَ لاَ أُحْصِي ثَنَاءً عَلَيْكَ أَنْتَ كَمَا أَثْنَيْتَ عَلَى نَفْسِكَ
Duanın Manası: “Allah’ım! Gazabından rızana, cezalandırmandan affına, Senden yine Sana sığınırım. Sana olan övgüleri sayamam. Sen, kendini övdüğün gibisin.”
Müslim
اللَّهُمَّ اجْعَلْ فِي قَلْبِي نُوراً، وَفِي لِساَنِي نُوراً، وَاجْعَلْ فِي سَمْعِي نُوراً، وَاجْعَلْ فِي بَصَرِي نُوراً، وَاجْعَلْ مِنْ خَلْفِي نُوراً، وَمِنْ اَماَمِي نُوراً، وَاجْعَلْ مِنْ فَوْقِي نُوراً، وَمِنْ تَحْتِي نُوراً، اللَّهُمَّ اَعْطِنِي نُوراً
Duanın Manası: “Allah’ım! Kalbimde bir nur yap, dilimde bir nur yap, kulağımda bir nur yap, gözümde bir nur v, arkamda, önümde bir nur yap, üzerimde bir nur yap, altımda bir nur yap. Allah’ım! Bana bir nur ver.”
Müslim
رَبِّ اغْفِرْ ليِ، رَبِّ اغْفِرْ ليِ
Duanın Manası: “Rabbim! Beni bağışla. Rabbim! Beni bağışla.”
Ebu Davud, Albani Sahihi İbni Mace
اللَّهُمَّ اغْفِرْ ليِ، وَارْحَمْنِي، وَاهْدِنِي، وَاجْبُرْنِي، وَعَافِنيِ، وَارْزُقْنيِ، وَارْفَعْنيِ
Duanın Manası: “Ey Allah’ım! Beni bağışla. Bana merhamet et. Beni doğru yola ilet. Beni ıslah et. Bana afiyet ver. Bana rızık ver ve beni yücelt.”
Tirmizi, İbni Mace, Ebu Davud
Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anh) şöyle demiştir:
Elim, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in elinin içinde olduğu halde teşehhüdü bana öğretti. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana Kur’an’dan bir sure öğretir gibi şu teşehhüdü öğretti:
“Et-Tahiyyatu Lillahi Ve’s-Salavatu Ve’t-Tayyibatu, Es-Selamu Aleyke Eyyuhe’n-Nebiyyu ve Rahmetullahi ve Berekâtuhu, Es-Selamu Aleyna Ve Ala İbadillahi’s-Salihin. Eşhedu Ella İlahe İllallah Ve Eşhedu Enne Muhammeden Abduhu Ve Rasuluhu.”
Biz bu duayı, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aramızda iken böyle söylerdik, ruhu kabzolunduktan (yani öldükten) sonra:
التَّحِيَّاتُ لِلَّهِ، وَالصَّلَوَاتُ، وَالطَّيِّـبَاتُ، السَّلاَمُ عَلَى النَّبِيِّ، وَرَحْمَةُ اللهِ، وَبَرَكَاتُهُ، السَّلاَمُ عَلَيْنَا، وَعَلَى عِبَادِ اللهِ الصَّالِحِينَ، أَشْهَدُ أَنْ لآ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ، وَرَسُولُهُ
‘Es-Selamu Ale’n-Nebiyyi’ demeye başladık...”
Önemli Not: Yani sahabeler, Es-Selamu Aleyke Eyyuhe’n-Nebiyyu, demeyi terk edip, Es-Selamu Ale’n-Nebiyyi’ diyorlar!
Buhari 6208, Müslim 402/55, Ebu Avane 2/228, Ebu Davud 968, Nesei 1169, Tirmizi 289, İbni Mace 899, Beyhaki 2/138, İbni Ebi Şeybe 1/326/5, Serrac Müsned 9/1/2, Muhallis el-Fevaid 11/54/1, Ebu Ya’la Müsned 2/258, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 321
اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ،
اللَّهُمَّ بَارِكْ عَلَى مَحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مَحَمَّدٍ كَمَا بَارَكْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
Duanın Manası: “Allah’ım! İbrahim ve İbrahim’in ailesine salat ettiğin gibi Muhammed ve Muhammed’in ailesini de salat et. Şüphesiz ki Sen çok övülensin, şeref sahibisin. Allah’ım! İbrahim’i ve İbrahim’in ailesini mübarek kıldığın gibi, Muhammed’i ve Muhammed’in ailesini de mübarek kıl. Şüphesiz ki Sen çok övülensin, şeref sahibisin.”
Buhari
اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى أَزْوَاجِهِ وَذُرِّيَّتِهِ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ وَبَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى أَزْوَاجِهِ وَذُرِّيَّتِهِ، كَمَا بَارَكْتَ عَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
Duanın Manası: “Allah’ım! İbrahim’in ailesini salat ettiğin gibi, Muhammed’e, hanımlarına ve onun soyunu da salat et. İbrahim’in ailesini mübarek kıldığın gibi, Muhammed’i, hanımlarını ve onun soyunu da mübarek kıl. Şüphesiz ki Sen çok övülensin, şeref sahibisin.”
Buhari, Müslim
اللَّهُـمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ، وَمِنْ عَذَابِ جَهَنَّمَ، وَمِنْ فِتْنَةِ الْمَحْيَا وَالْمَمَاتِ، وَمِنْ شَرِّ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ
Duanın Manası: “Allah’ım! Kabir ve cehennem azabından, hayat ve ölüm fitnesinden ve Mesih Deccal fitnesinin şerrinden sana sığınırım.”
Buhari, Müslim
اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَحْيَا وَالْمَمَاتِ اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْمَأْثَمِ وَالْمَغْرَمِ
Duanın Manası: “Allah’ım! Kabir azabından Sana sığınırım. Mesih Deccal fitnesinden Sana sığınırım. Hayat ve ölüm fitnesinden Sana sığınırım. Allah’ım! Günah ve borçtan Sana sığınırım.”
Buhari, Müslim
اللَّهُمَّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي ظُلْماً كَثِيراً، وَلاَ يَغْفِرُ الذُّنوُبَ إِلاَّ أَنْتَ، فَاغْفِرْ ليِ مَغْفِرَةً مِنْ عِنْدِكَ وَارْحَمْنِي إِنَّكَ أَنْتَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
Duanın Manası: “Allah’ım! Ben nefsime çok zulmettim. Günahları ancak Sen bağışlarsın. Katından bir mağfiretle beni bağışla ve bana merhamet eyle. Şüphesiz ki Sen çok bağışlayan ve çok merhamet edensin.”
Buhari, Müslim
اللَّهُـمَّ أَعِنِّي عَلَى ذِكْرِكَ، وَشُكْرِكَ وَحُسْنِ عِبَادَتِكَ
Duanın Manası: “Allah’ım! Seni zikretmek, Sana şükretmek ve Sana güzelce ibadet etmekte bana yardım et.”
Ebu Davud, Nesei, Albani Sahihi Ebu Davud
اللَّهُمَّ حَاسِبْنِي حِسَابًا يَسِيرًا
Duanın Manası: “Allah’ım! Beni kolay bir şekilde hesaba çek.”
Ebu Davud, Nesei
اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْبُخْلِ،وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ،وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ أَنْ أُرَدَّ إِلىَ أَرْذَلِ الْعُمْرِ،وَأعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الدُّنْيَا وَعَذَابِ الْقَبْرِ
Duanın Manası: “Allah’ım! Cimrilikten Sana sığınırım. Korkaklıktan Sana sığınırım. Ömrümün sonunda güç ve takatten düşmekten Sana sığınırım. Dünya fitnesi ve kabir azabından Sana sığınırım.”
Buhari
اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْجَنَّةَ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ النَّارِ
Duanın Manası: “Allah’ım! Kuşkusuz ki ben Senden cenneti isterim ve cehennemden de Sana sığınırım.”
Ebu Davud, Albani Sahihi İbni Mace
اللَّهُمَّ بِعِلْمِكَ الْغَيْبَ وَقُدْرَتِكَ عَلَى الْخَلْقِ أَحْيِنِي مَا عَلِمْتَ الْحَيَاةَ خَيْراً ليِ، وَتَوَفَّنِي إِذَا عَلِمْتَ الْوَفَاةَ خَيْراً ليِ، اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَشْيَتَكَ فيِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ، وَأَسْأَلُكَ كَلِمَةَ الْحَقِّ فيِ الرِّضَا وَالْغَضَبِ، وَأَسْأَلُكَ الْقَصْدَ فيِ الْغِنَى وَالْفَقْرِ، وَأَسْأَلُكَ نَعِيماً لاَ يَنْفَدُ، وَأَسْأَلُكَ قُرَّةَ عَيْنٍ لاَتَنْقَطِعُ، وَأَسْأَلُكَ الرِّضَا بَعْدَ الْقَضَاءِ، وَأَسْأَلُكَ بَرْدَ الْعَيْشِ بَعْدَ الْمَوْتِ، وَأَسْأَلُكَ لَذَّةَ النَّظَرِ إِلَى وَجْهِكَ وَالشَّوْقَ إِلَى لِقَائِكَ فيِ غَيْرِ ضَرَّاءَ مُضِرَّةٍ وَلاَ فِتْنَةٍ مُضِلَّةِ، اَللَّهُمَّ زَيِّنـَّا بِزِينَةِ الإِيمَانِ وَاجْعَلْنَا هُدَاةً مُهْتَدِينَ
Duanın Manası: “Allah’ım! Gayb ilmin ve yaratma kudretin ile hayatım benim için hayırlı olduğunu bildiğin sürece beni yaşat. Ölümüm benim için daha hayırlı olduğunu bildiğinde de beni vefat ettir. Allah’ım! Gizli ve aşikar hallerimde Senden hakkıyla korkmayı dilerim. Senden rıza ve öfke anında hak sözü söylemeyi dilerim.
Zenginlik ve fakirlikte Senden itidalli olmayı dilerim. Bitmeyen bir göz aydınlığı dilerim. Senden, kazaya rıza göstermeyi ve ölümden sonra kolay bir hayatı dilerim. Yüzüne bakmanın lezzetini, zarar verici bir hastalık ve saptırıcı bir fitneye uğramaksızın Sana kavuşmanın özlemini dilerim. Allah’ım! Bizi iman zineti ile süsle ve bizi hidayete ermiş, doğru yolun rehberleri kıl.”
Nesei, Ahmed, Albani Sahihi Nesei
اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ يَا اَللهُ بِأَنَّكَ الْوَاحِدُ اْلأَحَدُ الصَّمَدُ الَّذِي لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُواً أَحَدٌ، أَنْ تَغْفِرَ ليِ ذُنُوبِي، إِنَّكَ أَنْتَ الْغَفُورُ الَّرَحِيمُ
Duanın Manası: “Ey Allah’ım! Sen birsin, teksin. Samed’sin. Doğmamış ve doğurmamışsın. Hiç bir benzeri olmayansın. Senden günahlarımı bağışlamanı dilerim. Şüphesiz ki Sen, çok bağışlayan ve çok merhamet edensin.”
Ahmed, Albani Sahihi Nesei
اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ بِأَنَّ لَكَ الْحَمْدَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ وَحْدَكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ، الْمَنَّانُ، يَا بَدِيعَ السَّمَاوَاتِ وَاْلأَرْضِ يَا ذَا الْجَلاَلِ وَاْلإِكْرَامِ، يَا حَيُّ يَا قَيُّومُ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْجَنَّةَ وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ النَّارِ
Duanın Manası: “Allah’ım! Senden dilerim ki hamd Sanadır. Senden başka hak olarak ibadete layık hiçbir ilah yoktur. Sen birsin. Senin ortağın yoktur. Sen, çokça verensin. Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Ey celal ve ikram sahibi! Ya Hayy! Ya Kayyum! Senden cenneti dilerim ve cehennemden Sana sığınırım.”
Tirmizi, Nesei, Ebu Davud, Albani Sahihi İbni Mace
اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ بِأَنِّي أَشْهَدُ أَنَّكَ أَنْتَ اللهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ اْلأَحَدُ الصَّمَدُ الَّذِي لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُواً أَحَدٌ
Duanın Manası: “Allah’ım! Senden başka hak olarak ibadete layık hiçbir ilah olmadığına, bir ve samed olduğuna, doğmamış ve doğurmamış olduğuna, hiçbir benzerinin olmadığına şehadet ederek Senden dilerim.”
Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace, Ahmed, Albani Sahihi Tirmizi
اللَّهُمَّ اغْفِرْ ليِ مَا قَدَّمْتُ، وَمَا أَخَّرْتُ، وَمَا أَسْرَرْتُ، وَمَا أَعْلَنْتُ، وَمَا أَسْرَفْتُ، وَمَا أَنْتَ أَعْلَمُ بِهِ مِنِّي، أَنْتَ الْمُقَدِّمُ، وَأَنْتَ الْمُؤَخِّرُ لاَ إِلَهَ إِلاَ أَنْتَ
Duanın Manası: “Allah’ım! Önce yaptığım, sonraya bıraktığım, gizlediğim, açıktan yaptığım, Senin benden daha iyi bildiğin günahlarımı bağışla. Sen öne alansın. Sen geciktirensin. Senden başka hak olarak ibadete layık hiçbir ilah yoktur.”
Müslim 771/201, Ebu Avane 2/100, 101, 102, Ebu Davud 760/761, Tirmizi 3422, Tayalisi 152, İbni Hibban 1966, İbni Huzeyme 723, Beyhaki 2/32, Ahmed bin Hanbel Müsned 1/95