Duanın Önemi

(1) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

﴿وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ إِنَّ الَّذِينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِي سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرِينَ﴾

“Rabbiniz buyurdu ki; Bana dua edin size icabet edeyim. Şüphesiz ki, Bana ibadet etmekten kibirlenenler alçalmış olarak cehenneme gireceklerdir!

Mü’min Suresi 60

(2) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

﴿وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ إِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُوا لِي وَلْيُؤْمِنُوا بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ﴾

“Kullarım sana Beni sorarlarsa, Ben onlara yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin duasını kabul ederim. Bana icabet etsinler, Bana iman etsinler umulur ki, doğru yolu bulurlar.”

Bakara Suresi 186

(3) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

﴿أَمَّنْ يُجِيبُ الْمُضْطَرَّ إِذَا دَعَاهُ وَيَكْشِفُ السُّوءَ وَيَجْعَلُكُمْ خُلَفَآءَ الْأَرْضِ أَإِلَهٌ مَّعَ اللهِ قَلِيلاً مَّا تَذَكَّرُونَ﴾

“Zorda kalmış bir kimse dua ettiğinde kim icabet eder, kötülüğü kim giderir, kim sizi yeryüzünün halifeleri yapar. Allah’tan başka bir ilah mı!? Ne kadar da az hatırlıyorsunuz!”

Neml Suresi 62

(4) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

﴿فَلاَ تَدْعُوا مَعَ اللهِ أَحَدًا﴾

“…Allah ile beraber hiç kimseye dua etme!”

Cin Suresi 18

(5) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

﴿قُلْ مَا يَعْبَأُ بِكُمْ رَبِّي لَوْلاَ دُعَاؤُكُمْ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُونُ لِزَامًا﴾

De ki; Eğer sizin dualarınız olmasaydı, Rabbim size niye değer versin ki!? Andolsun ki, (size haber verdiklerimi) yalanladınız! Buna müteakiben (azap) kaçınılmaz olacaktır!”

Furkan Suresi 77

(6) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

﴿وَيَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللهِ مَا لاَ يَمْلِكُ لَهُمْ رِزْقًا مِّنَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ شَيْئًا وَلاَ يَسْتَطِيعُونَ﴾

“Onlar Allah’ı bırakarak kendilerine göklerden ve yerden hiçbir şeyi rızık olarak vermeye sahip olmayan ve buna güçleri de yetmeyen şeylere mi kulluk ediyorlar!?

Nahl Suresi 73

(7) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

﴿قُلْ إِنَّ صَلاَتِي وَنُسُكِي وَمَحْيَايَ وَمَمَاتِي لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ لاَ شَرِيكَ لَهُ وَبِذَالِكَ أُمِرْتُ وَأَنَا أَوَّلُ الْمُسْلِمِينَ﴾

De ki: Şüphesiz ki, benim namazım, kurbanım/ibadetlerim, yaşamım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. İşte ben bununla emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim.”

En’am Suresi 162, 163

Muvahhid bir Müslümanın duasının şöyle olması gerekir;

Ey Allah’ım! Sana olan imanım, Rasulü’ne duyduğum sevgi ve inançla beni rahata erdirmeni Senden dilerim. Kulun; namaz, oruç, cihad, Kur’an tilaveti, zikir, istiğfar, hayır işleyip haramdan sakınmak gibi salih amellerle Allah’a yakınlık aramasıdır.

Buna delil olarak Ali-İmran Suresi 16. ayeti okuyabiliriz:

الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا إِنَّنَا آمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ

Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki, biz iman ettik, günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru! derler.”

(8) Fudale bin Ubeyd (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

إِذَا صَلَّى أَحَدُكُمْ فَلْيَبْدَأْ بِتَحْمِيدِ اللهِ، وَالثَّنَآءِ عَلَيْهِ ثُمَّ لِيُصَلِّ عَلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ثُمَّ لِيَدْعُ بَعْدُ مَا شَآءَ

“Sizden biri dua edeceği vakit, Rabbine hamd ve sena ile başlasın! Sonra Nebi sallallahu aleyhi ve selleme salât etsin! Sonra dilediği şeyi istesin!”

Tirmizi 3708, Ebu Davud 1481, Ahmed bin Hanbel Müsned 23937, Nesei 1284

(9) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

أُدْعُوا اللهَ، وَأَنْتُمْ مُوقِنُونَ بِالْإِجَابَةِ، وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ لاَ يَسْتَجِيبُ دُعَاءً مِنْ قَلْبٍ غَافِلٍ لاَهٍ

“Kabul olunacağından emin olduğunuz halde Allah’a dua ediniz! Biliniz ki Allah, gafil ve boş kalpten çıkan duaya icabet etmez! (Yani kabul etmez!)

Tirmizi 3707, Hâkim 1817

(10) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu

“Sizden biri acele edip de, dua ettim bana icabet olunmadı demediği müddetçe o kimseye icabet olunur.”

Tirmizi 3609, İbni Mace 3853

(11) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

Sizden hiç kimse, başına gelen bir zarardan dolayı ölümü temenni etmesin! Eğer mutlaka böyle bir şeyi yapacaksa, şöyle desin:

اللَّهُمَّ أَحْيِنِي مَا كَانَتِ الْحَيَاةُ خَيْرًا لِي، وَتَوَفَّنِي إِذَا كَانَتِ الْوَفَاةُ خَيْرًا لِي

Ey Allah’ım! Hayat benim için hayırlı olduğu sürece beni yaşat, ölmek benim için hayırlı olduğu zaman da beni vefat ettir.”

Buhari 5712, Tirmizi 978

Büyük veya küçük bütün isteklerimizi Allah-u Teâlâ’dan istememiz gerekir;

İnsanların çoğu bundan gafildir! Onları sadece büyük işlerde ve şiddetli belalarda Allah’a sığınıp, O’ndan istediklerini görürsün. Bunun dışındaki şeylerde ise Allah’tan bir şey istemezler! Bu hatadır, Müslümana yakışan büyük veya küçük bütün isteklerini Allah’a arz etmesidir.

(12) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

مَنْ لَمْ يَدْعُ اللهَ، سُبْحَانَهُ، غَضِبَ عَلَيْهِ

Kim, Allah Subhanehuya dua etmezse, Allah, o kimseye gazap eder!”

İbni Mace 3827, Tirmizi 3595

(13) Selman (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

إِنَّ رَبَّكُمْ تَبَارَكَ وَتَعَالَى حَيِيٌّ كَرِيمٌ يَسْتَحْيِ مِنْ عَبْدِهِ إِذَا رَفَعَ يَدَيْهِ إِلَيْهِ أَنْ يَرُدَّهُمَا صِفْرًا خَائِبَتَيْنِ

Kuşkusuz ki, Rabbimiz Tebareke ve Teâlâ çok hayâlıdır ve çok cömerttir. Kulu O’na ellerini kaldırdığı vakit onu bomboş ve nasibsiz olarak geri çevirmekten hayâ eder.”

Ebu Davud 1488, İbni Mace 3865, Tirmizi 3789

(14) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

ثَلاَثُ دَعَوَاتٍ مُسْتَجَابَاتٌ لاَ شَكَّ فِيهِنَّ، دَعْوَةُ الْمَظْلُومِ، وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ، وَدَعْوَةُ الْوَالِدِ عَلَى وَلَدِهِ

Üç dua vardır ki, kabul olunur ve onların kabul olunmasında hiçbir şüphe yoktur!

1) Mazlumun duası,

2) Yolcunun duası ve

3) Babanın oğluna yaptığı dua.”

Tirmizi 3671, Ebu Davud 1536, İbni Mace 3862

(15) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

أَقْرَبُ مَا يَكُونُ الْعَبْدُ مِنْ رَبِّهِ، وَهُوَ سَاجِدٌ فَأَكْثِرُوا الدُّعَآءَ

“Kulun Rabbine en yakın olduğu yer secde mahallidir. Bu sebeple siz (secdede) duayı çoğaltınız!

Müslim 215/482, Ebu Davud 875

(16) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

لاَ يُرَدُّ الدُّعَآءُ بَيْنَ الْأَذَانِ، وَالْإِقَامَةِ

“Ezan ile kamet arasındaki dua reddedilmez!”

Ebu Davud 521, Tirmizi 3827

(17) Sehl bin Sa’d (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

ثِنْتَانِ لاَ تُرَدَّانِ، أَوْ قَلَّمَا تُرَدَّانِ: اَلدُّعَآءُ عِنْدَ النِّدَاءِ، وَعِنْدَ الْبَأْسِ حِينَ يُلْحِمُ بَعْضُهُمْ بَعْضًا

“Şu iki dua vardır ki, reddolunmazlar! Veya çok az kere reddolunurlar:

1) Ezan esnasında yapılan dua ve

2) Harpte insanlar birbirini öldürmeye başladığı vakit yapılan dua.”

Ebu Davud 2540

(18) Ebu Umame (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e şöyle denildi:

−Ey Allah’ın Rasulü! Hangi dua daha çok işitilir?

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

جَوْفَ اللَّيْلِ الْآخِرِ، وَدُبُرَ الصَّلَوَاتِ الْمَكْتُوبَاتِ

“Gecenin yarısından sonraki ve farz namazlardan sonra yapılan duadır.”

Tirmizi 3728

Alimler şöyle demişlerdir: Farz namazların arkasından yapılan dua ile kastedilen, namazın sonunda selamla kişinin namazdan çıkacağı teşehhüdde yaptığı duadır. Tabi burada yapılacak duaların, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den sahih ve sabit olarak rivayet edilmiş dualar olması gerekir.

Şu beyti söyleyen ne güzel söylemiştir:

Ey Âdemoğlu! Benden ihtiyacını isteme!

Kapıları örtülmeyen kimseden iste!

Allah’tan istemeyi terk edersen, Allah kızar!

Âdemoğlu ise istendiği vakit kızar!