Dinen yasak olan bazı isimler vardır! Bu isimleri çocuklara vermek caiz değildir! Bu isimlerden bazıları şunlardır:
(1) Allah-u Teâlâ’ya has olan isimleri çocuğa vermek haramdır!
Örneğin el-Halık yaratıcı, el-Kuddus gibi. Ya da Allah-u Teâlâ’dan başkasına layık olmayan isimleri vermek.
Örneğin Meliku’l-Muluk mülklerin hakimi gibi. Bu konuda alimler arasında görüş birliği vardır.
İbni Kayyim el-Cevziyye (Rahmetullahi Aleyh), Allah-u Teâlâ’ya has olan isimleri şöyle zikretmiştir:
“Allah, er-Rahman, el-Hakem, el-Ehad, es-Samed, el-Halık, er-Razık, el-Cebbar, el-Mutekebbir, el-Evvel, el-Ahir, el-Batın, Allamu’l-Ğuyub.”
Tuhfetu’l-Mevdûd 98
Meliku’l-Muluk mülklerin hakimi gibi Allah-u Teâlâ’ya has olan isimleri vermenin haram olduğunu gösteren delillerden birisi şudur. Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kıyamet günü Allah katında isimlerin en çirkini, bir kimsenin mülklerin sahibi diye adlandırılmasıdır!”
Buhari
Başka bir hadiste Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kıyamet günü Allah’ın en çok buğzettiği kimse, O’na en çirkin gelen ve en şiddetlisi; dünyada kendisini mülklerin sahibi diye adlandıran kimsedir! Oysa Allah’tan başka melik/hakim yoktur!”
Müslim
Allah-u Teâlâ ile başkası arasında müşterek olan isimlere gelince, bu isimleri vermek caizdir. Örneğin Alî, Latîf ve Bedii gibi. Haskefî (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:
“Bizim hakkımızda kastedilen, Allah-u Teâlâ’nın hakkında murad edilenden başkadır.”
(2) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den başkasına layık olmayan isimleri vermek, haramdır! Örneğin Seyyidu Veledi Adem Ademoğlunun efendisi, Seyyidu’n-Nas insanların efendisi ve Seyyidu’l-Kull herkesin efendisi gibi. Zira bu isimler Hanbelîlerin de belirttikleri gibi, ancak Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e layıktır!
(3) Allah-u Teâlâ’dan başkasına kul abd kelimesini izafe ederek isim vermek, haramdır! Örneğin Abdu’l-Uzza Uzza’nın kulu, Abdu’l-Kabe Kabe’nin kulu, Abdu’d-Dar Evin kulu, Abdu Ali Ali’nin kulu, Abdu’l-Hüseyn Hüseyin’in kulu, Abdu’l-Mesîh Mesih’in kulu veya Abdu Fulan Falancanın kulu gibi.
İbni Âbidîn Hâşiyesi 5/268, Muğnî’l-Muhtac 4/295, Tuhfetu’l-Muhtac 10/373, Keşşâfu’l-Kınâ 3/27, Tuhfetu’l-Mevdûd 90
Allah-u Teâlâ’dan başkasına abd kelimesini izafe etmenin haram olduğunu gösteren delil şudur. İbni Ebî Şeybe’nin, Yezîd bin el-Mikdâm bin Şureyh, o babasından, o dedesi Hani bin Yezîd (Radiyallahu Anh)’den rivayet ettiğine göre o şöyle demiştir:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in huzuruna bir topluluk geldi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), onlardan birisinin kendilerinden birisine Abdu’l-Hacer Taşın kulu diye çağırdıklarını işitti. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona şöyle buyurdu:
–“Senin adın nedir?”
Adam:
−Abdu’l-Hacer, diye cevap verdi. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de ona şöyle buyurdu:
–“Sen, ancak Abdullah’sın, Allah’ın kulusun!”
El-Mevsûatu’l-Fıkhiyye 11/335
(4) Putların isimlerini çocuklara vermek, haramdır!
(5) İblis ve Hınzeb gibi şeytanların isimlerini vermek de haramdır!
Nitekim bu isim verilen kimsenin isminin değiştirilmesi konusunda Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in sünnetinde bazı hadisler gelmiştir. Mekruh olan isimlere gelince, bu isimleri şöyle sınıflandırmak mümkündür:
(a) Anlam ve lafızları veya ikisinden birisi, kalplerin nefret ettiği isimleri vermek mekruhtur! Çünkü bunlar, güzel isimler seçmeyi emreden Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in sünnetine aykırı olmasını bir tarafa bırakın, sahipleriyle alay edilmesine yol açar, onları mahcup duruma düşürür ve hayatlarını etkiler.
(b) Şehevi duyguları çağrıştıran isimleri vermek mekruhtur! Kız çocuklarının isimlerinde buna çokça rastlanmaktadır. Örneğin Fatin etkileyici, büyüleyici, tatlı. Miğnac cilveli, flört eden gibi.
(c) Fasık ve facir artistlerin, sanatçıların, çalgıcıların ve boş faydasız oyunlarla tiyatro sahnelerinde oynayan tiyatrocuların isimlerini bilerek vermek mekruhtur!
İman izzetinden soyutlanmış bazı nefislerin alametlerinden birisi de bu kimselerin sahnede soyunmuş kadınları gördüklerinde çocuklarına hemen onların isimlerini vermeleridir!
(d) Günah ve masiyet anlamları ifade eden isimler vermek haramdır!
(e) Firavunların ve diktatörlerin isimlerini vermek haramdır!
(6) Kâfirlere has olan yabancı isimleri vermek haramdır!
Dini ile mutmain olan bir Müslüman, bu isimlerden uzak durur onlardan kaçar ve bu isimlerin etrafında dolaşıp durmaz! Zamanımızda bu isimlerin fitnesi, büyük olmuştur. Avrupa ve Amerika’dan bir kâfirin ismi alınır hale gelmiştir.
İşte bu günahın en şiddetlisi ve zilletin en büyük sebeplerindendir. Kâfirleri onların isimlerini vererek taklit etmek, bir heva ve hevese tabi olmaktan ve akılsızca hareket etmekten ibaret bir davranış için ise, bu büyük bir günahtır!
Yok eğer kâfirlerin isimleri Müslümanların isimlerinden daha üstün olduğu inancına sahip ise, bu takdirde bu kimse, imanın temelini sarsan büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır. Her iki durumda da derhal tevbe etmesi gerekir! Bu isimleri değiştirmek, onlardan tevbe etmenin bir şartıdır.
Günümüzde bazı Müslümanlar kız çocuklarına Linda Lynda, Nansi Nancy ve Diyana Diana isimlerini vermektedirler. Bu durumu, yalnızca Allah’a şikayet ederiz!
(7) Tiksindirici ve iğrenç sıfatlarla bilinen hayvanların isimlerini vermek mekruhtur! Örneğin köpek, eşek, teke ve buna benzer isimler gibi.
(8) Her türlü isim, mastar veya sıfatı din ve İslam lafızlarına izafe ederek vermek, mekruhtur! Çünkü bu, isim verilen kimseyi tezkiye etmek demektir.
Nuriddin Nureddin: Dinin nuru,
Ziyauddin Ziyaeddin: Dinin ışığı,
Seyfu’l-İslam. İslam’ın kılıcı ve
Nuru’l-İslam: İslamın nuru gibi.
Kendisine bu isimler verilen kişiler büyüdüklerinde isimlerinin tam tersi olabilirler. Böylelikle Müslümanların başlarına bela olurlar. Nitekim İslam düşmanı olduğu halde ismi Nasıruddin olan nice kimseler vardır. Din ve İslam lafzının konumunun büyüklüğü sebebiyle bunlara izafe edilerek verilen isimler içi yalan olan boş bir iddiadır.
Bunun içindir ki, bazı alimler bu isimleri vermenin haram olduğunu belirtmişlerdir. Fakat alimlerin çoğunluğu mekruhtur, demişlerdir. Çünkü bu isimlerden kimisi, verilmesi caiz olmayan gerçek dışı anlamlar içeren isimleri çağrıştırmaktadır. Bu isimlerden kimisi iki yönden yasak olabilir.
Şihabuddin Şihabeddin: Dinin ateşi. Şihab, ateşten bir şubedir. Üstelik bu şube, din kelimesine izafe edilmiş! Günümüzde durum öyle bir hale gelmiştir ki, bazı kimseler, Zehebuddin Dinin altını, Elmasuddin Dinin elması isimlerini vermişlerdir.
Hatta bazı kimseler, Cehennem, Rek’ateyn iki rekat. Sacid, Secde eden. Raki’ Ruku eden ve Zakir Zikreden isimlerini vermişlerdir.
İmam Nevevi (Rahmetullahi Aleyh) kendisine, Muhyiddin, Dini ihya eden, lakabı verilmesini çirkin görürdü. Yine Şeyhu’l-İslam ibni Teymiyye (Rahmetullahi Aleyh)’de kendisine, Takiyyuddin, Dinin Takvalısı, lakabı verilmesini çirkin görür ve şöyle derdi:
“Fakat ailem, bana bu lakabı verdi ve bu sebeple meşhur oldu.”
(9) Bazı alimler meleklerin isimlerini vermeyi mekruh görmüşlerdir. Meleklerin isimlerini kadınlara vermeye gelince, bu haramdır! Çünkü bu olayda, meleklerin, Allah’ın kızları olduğuna inanan müşriklere benzeme vardır! Allah-u Teâlâ müşriklerin söylediklerinden münezzehtir.
(10) Bazı alimler Kur’an’ı Kerim Surelerinin isimlerini vermeyi de mekruh görmüşlerdir.
Ta-Ha, Yasin ve Hamim gibi.
Halk arasında, Ta-Ha ve Yasin isimlerinin Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in isimlerinden olduğunun söylenmesi ise bu doğru değildir!
(11) Bazı alimler Kur’an’ı Kerim’in diğer bir ismi olan Furkan ismini vermeyi caiz görmemişlerdir!
(12) Tezkiye anlamı ifade eden isimleri vermek de mekruhtur!
Örneğin;
Berra, Takiyy ve Abid gibi.
Bu konuda daha detaylı bilgi için ibni Kayyim el-Cevziyye (Rahmetullahi Aleyh)’in “Tuhfetu’l-Mevdûd” adlı kitabı ile Bekr Ebu Zeyd’in “Tuhfetu’l-Mevlûd” adlı kitabına bakılabilir.