Oruçluya Mubah Olan Şeyler

(26) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:

“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), oruçlu iken öper ve mübaşerette bulunurdu. O sizin nefsine en fazla hakim olanınızdı.”

Buhari 1794, Müslim 1106/64, Ebu Davud 2382, Nesei 1680, Tirmizi 729, İbni Mace 1684, İbni Hibban 3543, Beyhaki 4/230, Tayalisi 1391, Abdurrezzak 78431, Ahmed bin Hanbel Müsned 6/26, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 4/82

(27) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Bir kimse, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e oruçlu bir adamın mübaşeretini sordu? Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona ruhsat verdi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e başka biri geldi mübaşereti sordu? Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu bundan nehyetti! Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ruhsat verdiği kimse yaşlı; nehyettiği kimse ise gençti.”

Ebu Davud 2387, Albânî Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha 1606

(28) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

“Oruçlu bir kimsenin, boğazına gitmediği sürece sirke ve benzeri bir şeyi tatmasında bir beis yoktur!”

İbni Ebi Şeybe 2/463/2, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 937

(12) Oruçlunun Cünüp Olarak Sabahlaması

(29) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:

“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazanda ihtilamın dışındaki bir sebeple cünüp iken kendisine fecir erişirdi. Sonra gusleder ve orucunu tutardı.”

Müslim 1109/76, Buhari 1798, Tirmizi 779, İbni Ebi Şeybe 2/493, İbni Hibban 3487, Ahmed bin Hanbel Müsned 6/289

(30) Ebu Bekir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh)’ı işittim şöyle diyordu:

Herkim cünüp iken sabaha ererse, artık o kimse o gün oruç tutmasın! Ben bunu babam Abdurrahman bin el-Harise söyledim. O bunu reddetti! Bunun üzerine Abdurrahman yürüdü ben de onunla beraber yürüdüm. Nihayet Aişe ve Ümmü Seleme (Radiyallahu Anhuma)’nın yanına girdik. Abdurrahman bu meseleyi onlara sordu. Onlar ikisi de:

−Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ihtilamın dışında cünüp olarak sabahlar sonra orucunu tutardı dediler. Bunun üzerine Mervan’ın yanına gittik ve yanına girdik. Abdurrahman durumu ona söyledi. Mervan:

−Ben sana Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh)’a gitmeni, söylediği bu şeyi kendisine reddetmeni azîmet olarak buyuruyorum, dedi. Bunun üzerine Abdurrahman ve ben Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh)’a geldik. Ben Ebu Bekir bu işlerin hepsinde hazır bulundum. Abdurrahman, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in eşlerinden duyduklarımızı ona söyledi. Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh):

−Bunu sana onların her ikisi de söylediler mi? dedi. Abdurrahman:

−Evet, dedi. Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh):

−Onlar bunu daha iyi bilirler, dedi. Sonra Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) bu hususta söylediği şeyi Fadl bin Abbas (Radiyallahu Anh)’a isnat etti ve ben bunu Fadl’dan işittim! Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den işitmedim dedi. Ravi dedi ki:

Ondan sonra Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) bu hususta söylediği sözden ve görüşünden vazgeçti.

Müslim 1109/75, Buhari 1792, 1793, Malik 1/290/11, Beyhaki 4/214, İbni Hibban 3486

(13) Ramazanda Ehliyle Cima Eden Kimsenin Keffareti

(31) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Bizler, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında oturduğumuz bir sırada, bir adam geldi ve:

−Ya Rasulallah! Helak oldum! dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona şöyle buyurdu:

−“Neyin var?”

O adam:

−Oruçlu iken kadınımın üzerine vaki oldum (yani cinsel ilişkiye girdim) dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“Azat edecek bir köle bulabilir misin?”

Adam:

−Hayır! dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“İki ay peş peşe oruç tutabilir misin?”

Adam:

−Hayır! dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“Altmış fakire yemek yedirme imkânı bulabilir misin?”

Adam:

−Hayır! dedi. Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

−Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir süre bekledi. Biz de o hal üzere bekler iken bir ara Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e içerisi hurma dolu bir kap getirildi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“O soran kimse nerededir?”

Adam:

−Benim, dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“Bunu al ve yoksullara tasadduk et!”

Adam:

−Benden daha yoksul olana mı vereceğim? ya Rasulallah! Allah’a yemin ederim ki, Medine’nin iki labesi arasında benim ev halkımdan daha yoksul ev halkı yoktur! dedi. Bu söz üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dişleri gözükene kadar güldü. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o adama: şöyle buyurdu:

−“Onu al ve ehline yedir.”

Ravi: İki labe, iki taşlık demektir, dedi. Bu ifadeyle Medine kast ediliyor.

Buhari 1804, 1805, Müslim 1111/81, Malik 1/296/28, Ebu Davud 2390, Tirmizi 724, İbni Mace 1671, Darimi 2/11, İbni Ebi Şeybe 2/516/1, İbnu’l-Carud 384, Ahmed bin Hanbel Müsned 2/208, 241, 281, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 939

(14) Ramazanda Orucunu Yiyen Kimse Ne Yapar?

(32) İbni Müseyyeb (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:

“Bir adam, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldi ve:

−Ben orucumu bozdum! dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona şöyle buyurdu:

−“Sadaka ver, Allah’a istiğfar et ve onun yerine bir gün oruç tut!”

İbni Ebi Şeybe 2/515/1, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 4/92

(15) Oruçlunun Tedavi İçin Hacamat Yaptırması

(33) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oruçlu olduğu halde hacamat yaptırdı.”

Buhari 1809, Ebu Davud 2372, Tirmizi 775, İbni Mace 1682, İbnu’l-Carud 388, İbni Ebi Şeybe 2/476, Tabarani Mucemu’l-Kebir 11592, Ebu Ya’la 7541, Ahmed bin Hanbel Müsned 1/215, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 932

(34) Sabit el-Bünanî (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:

“Enes (Radiyallahu Anh) oruçlu kimse için hacamat yaptırmasını kerih görüyor muydunuz? diye soruldum. Enes (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Hayır, ancak oruçluyu zayıf düşüreceği için belki.”

Buhari 1810

(16) Oruçlu İken Kusan Kimse Ne Yapar?

(35) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Herhangi bir kimseye kusma galebe eder de kusarsa o kimse orucu kaza etmez! Kim de kendi isteği ile zorlayarak kusarsa o kimse orucunu kaza eder!”

Ebu Davud 2380, Tirmizi 720, Darimi 2/14, İbni Ebi Şeybe 2/454/1, İbni Huzeyme 1960, 1961, İbni Mace 1676, İbnu’l-Carud 985, İbni Hibban 3518, Begavi 1755, Ahmed bin Hanbel Müsned 2/498, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 923