Soru: Erkeğin bayana, bayanın da erkeğe oral yapması caiz midir?

Cevap: Allah Subhanehu ve Teâlâ insanın ağzını cinsel ilişki için yaratmamıştır! Öncelikle hiç unutulmaması gereken en önemli şey ise, insanın yaradılış gayesi olan Allah’a kulluktur!

(1) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنْسَ إِلاَّ لِيَعْبُدُونِ

“Ben cinleri ve insanları sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.”

Zâriyât Suresi 56

İnsanın yemesi, içmesi, giymesi, yatması ve kalkması gibi, cinsel ilişkisi de ibadet olarak yapılmalıdır. Haramdan sakınmak, Allah’ın nimetinden helal olarak yararlanmak, yapacağı hayırlı işler için fikrini meşgul eden cinsel arzuyu, sağlam düşünebilmek için gidermek, erkek kadının, kadın da erkeğin hakkını ödemek ve en önemlisi müslüman nesli yetiştirmek amacıyla yapılan meşru bir cinsel ilişki ibadettir. Üstelik insan, cinsel ilişki esnasında aldığı zevkle beraber sevap da kazanır.

(2) Ebu Zer (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

Hatta birinizin eşiyle cinsel ilişkiye girmesi bile sadakadır.”

Sahabeler:

−Ey Allah’ın Rasulü! Kişi eşine şehvetle gelir, bu onun için nasıl sevap olur? dediler.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

Bu kişi şehvetini haram yoldan giderseydi, günah olmayacak mıydı? Şehvetini helal yoldan giderdi ve bu onun için sevap oldu.”

Müslim, Ebu Davud, Ahmed bin Hanbel Müsned

İnsan, arzu ve şehvetinin esiri olup, sırf zevki için yaşar hale gelmemelidir. Eğer insan, arzusu ve şehveti için yaşarsa bu, ondaki hayvanî güçleri geliştirir, melekî güçleri zayıflatır ve insanı alçaltır. Hâlbuki bütün zevkler gibi cinsel ilişki zevki de bir gaye değildir, bir gaye için yaratılmış insana Allah’ın bir hediyesidir. Her şeyin bir sınırı olduğu gibi Allah-u Teâlâ cinsel ilişkinin de sınırlarını belirlemiştir.

(3) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Hayızlı kadınla ilişkide bulunan, bir kadınla dübüründen ilişkiye giren veya kâhine giden Muhammed’e indirileni inkâr etmiştir.”

Tirmizi 1/243, Albânî Sahihu’l-Cami’ 5918

Allah-u Teâlâ, insandan, neslini sürdürmesini istemiş ve bunu Allah-u Teâlâ’nın istediği doğrultusunda yapması halinde kendisine cennet vadedilmiştir.

Âlimler cinsel ilişki hakkında şöyle diyorlar:

−Cinsel ilişki esnasında tutma ve bakma konusunda karı koca arasında avret olan bölge yoktur.

−Karı koca birbirinin cinsel organlarına bakmaları daha iyidir, çünkü bu cinsel ilişkinin tadını artırır.

−Âlimin birine şöyle sorulur:

−Erkek karısının cinsel organını tutsa, kadın da kendisine karşı tahrik etmek için kocasının cinsel organa ellese, bunda bir sakınca var mıdır? Âlim şöyle cevap verir:

−Hayır, yoktur.

Cinsel ilişkinin yasaklanan, ya da tavsiye edilen bir şekli yoktur. Üreme organından olmak üzere, karı koca hangi tür ilişkiden zevk alıyorlarsa onu uygularlar.

Ayakta, otururken, yatarken, arkadan ve önden hangisini isterlerse öyle yaparlar. Ancak üzerlerinin örtülü olması İslami bir edep ve emirdir.

(4) Behz bin Hakîm babası ve dedesi tarikiyle tahdis edip şöyle dedi:

Ben; Ya Rasulallah! Avret mahallimizin gözükmesi yahut gözükmemesi hususunda neyi yapar ve neyi terk ederiz? dedim. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de şöyle buyurdu:

Avret mahallini, eşin ve sağ elinin malik olduğu cariyenden gayrı herkesten muhafaza et!”

Ben de:

−Ya Rasulallah! Eğer bir kavim birbirinin çok yakınında oturmak durumunda iseler? dedim. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de şöyle buyurdu:

Eğer avret mahallini hiç kimsenin görmemesine gücün yeterse, onu hiç kimse görmesin!”

Ben de:

−Ya Rasulallah! Bizden biri hiç kimsenin olmadığı bir yerde olursa? dedim. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de şöyle buyurdu:

Allah kendisinden haya edilmeye herkesten daha fazla hak sahibidir!”

Ebu Davud 4017, Tirmizi 2794, İbni Mace 1920, Beyhaki 1/199, Ahmed bin Hanbel Müsned 20054, Albâni Sahihu’l-Cami’ 203

Oral ilişkinin yapılıp yapılmayacağı konusunda Kur’an’ı Kerim’de ve Sahih Sünnette açık bir delil yoktur. Buradan hareketle bazı kimseler, mademki karı kocanın her yerleri birbirlerine helaldir ve mademki, eşyada aslolan mubah/helal olmasıdır, çünkü her şey insan için yaratılmıştır. Öyleyse karı kocanın oral ilişkileri de helal olmalıdır, diye bir sonuç çıkarmışlardır.

Konuya böyle yaklaşmak yanlıştır. Oral ilişkinin, dinen ve tıbben bir takım sakıncaları vardır. Cinsel ilişki sırasında cinsel organın ağza alınması, onurlu ve kişilikli olmaya aykırı bir davranıştır ve tiksindiricidir.

Cinsel organlardan sürekli olarak bir takım maddeler çıkmaktadır ve bunlar pis olan akıntılardır.

İslamın, insan sağlığına ne kadar değer verdiğini herkes bilmektedir. Oysa bu yolla insan bir sürü mikrobu ağzına almış ve kendisini tehlikeye atmış olacaktır. Cinsel organlar ve ağız, mikrop almak için uygun bölgelerdir. Ağızdaki yaralar, iltihaplı diş etleri ve dişler mikropların kana ulaşması için daha uygun ortamlar meydana geldiği doktorlar tarafından söyleniyor.

İnsanın ağzı cinsel temas için değil, başka işler için yaratılmıştır. Oradan cinsel temas, yaratılış amacına da, fıtrata da ters düşer. Fıtratları bozulmamış olanlar bundan nefret ederler.

Normal bir sevişme tarzı olmadığı için, oral ilişkinin bir süre sonra nefretimsi duygulara sebep olabileceği ve dolaylı olarak cinsel mutluluğu olumsuz yönde etkileyebileceği gerçeğini de hatırlatarak, bundan kaçınılmasını öğütleriz.

Cinsel ilişki sırasında cinsel organın ağza alınması, öpülmesi, bu konuda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, cinsel organlar necaset mahalli olduğundan bu tür ilişkilerden kaçınılması gerekir.

Cinsel ilişki sırasında cinsel organın ağza alınması, ağız tümörlerine yol açabiliyor. Son yapılan bir araştırmaya göre insan papilom meme başı gibi çıkıntılar yapan selim tümörler virüsü ağız kanserine yol açabiliyor. Bilim adamları uzun süredir papilom virüsünün ağız kanserine neden olduğundan kuşkulanıyordu.

İnsan papilom virüsü HPV-16 cinsel yolla geçen virüslerin en yaygını. Bu virüsün servikal kansere rahim boynu kanserine yol açtığı biliniyor. Bazı araştırmalar bu virüsün ayrıca ağız ve anal kanserlerine de neden olabileceğine işaret ediyor.

Fransa, Lyon’daki Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumunda çalışan bilim adamları ağız kanserine yakalanmış 1670 deneyi, 1732 sağlıklı deneyle karşılaştırdı. Hastalar Avrupa, Kanada, Avustralya, Küba ve Sudan’da yaşıyordu. Servikal kanserlerde görülen HPV-16 olarak bilinen virüs, ağız kanserlerinde de tespit edildi.

HPV-16 virüsü taşıyan ağız kanserli hastaların arasında, cinsel ilişki esnasında oral yolla ilişki yaptığını açıklayanların sayısı, tümörlerinde HPV-16 virüsü bulunmayan hastalara oranla 3 misliydi. Virüsün kanserlere nasıl yol açtığı konusunda kadın ve erkekler arasında bir fark saptanmadı.

Söz konusu araştırmanın sonuçları “Journal of the National Cancer İnstitute” isimli bilim dergisinin aralık sayısında yayınlandı. Bu sonuçlar HPV-16 ile ağız kanseri arasındaki ilişkiyi kesinleştirdi.

Jenital cinsel organ HPV-16 enfeksiyonu çok yaygındır. ABD’deki 25 yaşındaki kadınların yaklaşık üçte birinde bu virüs mevcuttur. Bu enfeksiyonların yalnızca yüzde 10’u kansere yol açan türdendir.

Bu virüsü taşıyan kadınların yüzde 95’i bu enfeksiyondan bir yıl içinde kurtulur. Ancak bu bile niçin bu kadar az sayıda insanda kanserin geliştiğini açıklayamıyor.

Bu son bulgular ağız kanseri tedavisini de kolaylaştıracak. Dolayısıyla virüs kaynaklı ağız kanserli hastalara antiviral ilaçlar vermek iyileşme olasılığını artırabilir. Bu arada önlem olarak aşı üzerinde çalışmalar yapılıyor. Aşıların ağız enfeksiyonunun yanı sıra jenital enfeksiyonlara da iyi geleceği umut ediliyor.

Sonuç: Bu görüşümüzde isabet ettiysek, Allah Azze ve Celle’dendir. Eğer hata ettiysek nefsimizden ve şeytandandır!