Göz Aydınlığım Namaz!

(1) Enes (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

حُبِّبَ إِلَيَّ مِنْ دُنْيَاكُمْ اَلنِّسَآءُ، وَالطِّيْبُ، وَجُعِلَتْ قُرَّةُ عَيْنِي فِي الصَّلاَةِ

“Sizin dünyanızdan bana, kadınlar ve güzel koku sevdirildi ve göz aydınlığım da namazda kılındı.”

Ahmed bin Hanbel Müsned 11845, Nesei 3878, Beyhaki, Taberani, Ebu Ya’la, Abdurrezzak, Hakim el-Müstedrek, Albânî Sahîhu’l-Camii’s-Sağir 1/146, Albânî Sahîhu’l-Cami’ 3124

Namazın Tarifi

Namaz’ın dildeki asıl anlamı, duadır. Mesela Arapça “salla aleyhi” yani ona hayır duada bulundu denilir.

Allah’ın salâtı, temize çıkarmak ve övmek; meleklerin salâtı ise dua demektir.

Namaz dinî bir terim olarak, farz ve sünnetleriyle, rükû, secde, kıyam, istikbal-i kıble gibi belirli hareketleri olan, Allah’a mahsus bir ibadettir. Birtakım şartları, rükünleri, farz ve sünnetleri vardır.

Namaz, dini ayakta tutan direktir. Direk yıkılırsa, ona dayanan yapı da yıkılır. O, Allah’ın farz kıldığı ilk ibadettir, en büyük bedenî ibadettir. Allah’ın onu, diğer ibadetler gibi yeryüzünde ve Cebrail (Aleyhisselam) vasıtasıyla farz kılmaması, derecesinin yüksekliğini göstermektedir. Allah onu, kendisiyle Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) arasında bir vasıta olmaksızın farz kılmıştır. Bu ise Miraç gecesi, yedi kat göğün üstünde olmuştu.

Önemi sebebiyle yüce Allah onu elli vakit olarak farz kılmış, sonra onu bir gün ve gecede yani 24 saatte beş vakte indirmiştir. O, fiiliyatta beş olmakla birlikte mizanda ellidir.

(2) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

إِنَّنِي أَنَا اللهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمِ الصَّلاَةَ لِذِكْرِي

“Şüphesiz ki, Ben; Allah’ım! Benden başka hiç bir ilah yoktur! Öyleyse Bana ibadet et ve Beni anmak için namaz kıl!”

Ta-Ha Suresi 14

(3) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

يَآ أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا ارْكَعُوا وَاسْجُدُوا وَاعْبُدُوا رَبَّكُمْ وَافْعَلُوا الْخَيْرَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

“Ey iman edenler! Rukû edin! Secde edin! Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki, kurtuluşa eresiniz.”

Hac Suresi 77

(4) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

فَإِذَا قَضَيْتُمُ الصَّلاَةَ فَاذْكُرُوا اللهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَى جُنُوبِكُمْ فَإِذَا اطْمَأْنَنْتُمْ فَأَقِيمُوا الصَّلاَةَ إِنَّ الصَّلاَةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ كِتَابًا مَّوْقُوتًا

“Namazı bitirdiğiniz zaman ayakta, oturarak ve yanlarınız üzerinde (uzanarak) Allah’ı zikredin/anın! Buna müteakiben güvene kavuştuğunuz zaman namazı kılın! Kuşkusuz ki, namaz mü’minlerin üzerine vakitleri tayin edilerek farz kılınmıştır.”

Nisa Suresi 103

(5) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

قُلْ لِّعِبَادِيَ الَّذِينَ آمَنُوا يُقِيمُوا الصَّلاَةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلاَنِيَةً مِّنْ قَبْلِ أَنْ يَأْتِيَ يَوْمٌ لاَّ بَيْعٌ فِيهِ وَلاَ خِلاَلٌ

“İman eden kullarıma söyle: Namazı kılsınlar! Ne alışverişin, ne de dostluğun olmadığı bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık infâk etsinler!”

İbrahim Suresi 31

(6) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“İşin başı İslam’dır, İslam’ın direği namazdır ve İslam’ın zirve noktası cihaddır.”

İbni Mace deki hadiste ise Muaz bin Cebel (Radiyallahu Anh) şöyle demiştir:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Dikkat! Sana işin başını, direğini ve en üst zirvesini haber veriyorum; (O da Allah’ın yolunda) cihaddır!”

İbni Mace 3973, Tirmizi 2749, Ahmed bin Hanbel Müsned 5/231, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 2/138

(7) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“İslam, beş esas/temel üzerine bina edilmiştir. Allah’tan başka hakkı ile ibadet olunan hiçbir ilah olmadığına, Muhammed’in Allah’ın Rasulü olduğuna şahadet etmek; Namazı kılmak; Zekâtı vermek; Ramazan ayında orucunu tutmak; İmkân bulanın Beytullahı haccetmesidir.”

Buhari 8, Müslim 45/2

Namaz, erkek veya kadın, hür veya köle, zengin veya fakir, mukim (ikamet eden) veya yolcu, sağlıklı veya hasta, ergenlik çağına ulaşmış, akıllı her Müslüman’a farzdır. Aklı yerinde olduğu sürece, hastadan ölünceye kadar namaz kılma yükümlülüğü kalkmaz. O, bir gün ve gecede beş defadır.

(8) Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Kuşkusuz ki, namaz mü’minlerin üzerine vakitleri tayin edilerek farz kılınmıştır.”

Nisa Suresi 103

(9) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Muaz bin Cebel (Radiyallahu Anh)’ı Yemen’e gönderirken şöyle buyurmuştur:

“…Allah’ın kendilerine her gün ve gecede beş vakit namaz kılmayı farz kıldığını haber ver…”

Buhari 1423, Müslim 19/29, Ebu Davud 1584, Nesei 2434, Tirmizi 625, Darimi 1/379, İbni Mace 1783, İbni Hibban Mevarid 156, Tabarani Mucemu’l-Kebir 12408, Ahmed bin Hanbel Musned 1/233, Begavi 1557

Namazın bazı şartları vardır. Bunların namaz kılanda bulunması gerekir. Namaz kılan bunlardan birisini terk ederse, namazı olmaz:

1) Müslüman olmak: Kâfirin namazı geçersizdir!

2) Akıllı olmak: Akılsız olana namaz farz değildir!

3) Ergenlik çağına ulaşmak: Bulûğa ermedikçe çocuğa namaz farz değildir!

4) Küçük ve büyük hadesten taharet: Küçük hades, abdesti gerektiren her şeydir. Büyük hades, cünüplükten dolayı gusletmeyi (boy abdesti) almayı gerektiren her şeydir.

5) Beden, elbise ve namaz kılınacak yerin temiz olması.

6) Vaktin girmesi: Namaz ancak vakti girince farz olur. Vakti girmeden kılınırsa geçersizdir!

7) Setr-i avret: Avret yerlerinin temiz elbiselerle örtülmesidir.

8) Niyet: Niyetin yeri kalptir. En iyisi, iftitah tekbiriyle birlikte yapılmasıdır.

9) İstikbal-i Kıble (namaz kılarken kıbleye yönelmek): Kıble, Mekke-i Mükerreme’deki Kâbe’dir.

Namaz, kalpteki inanç, dildeki konuşma, kıraat, tesbih getirme, tehlîl: La ilahe illallah demek ve tekbir: Allah-u Ekber demek, rükû ve secde gibi organlarla yapılan davranışlardan tutun da, necasetlerden maddi temizliğe ve şirk ve küfürden manevî temizliğe kadar, kulluğun bütün türlerini kapsar.

Namazın bazı rükünleri vardır. Bunlar: Kıyam iftitah tekbiri yani namaza başlarken “Allah-u Ekber” demek, Fatiha’yı okumak, rükû ve ondan doğrulmak, yedi organ yani alın ve burun, eller dizler ve ayak parmakları üzerinde secde yapmak, secdeden doğrulmak, iki secde arasında oturmak, bütün rükünlerde bir miktar beklemek, tertîb, son teşehhüt ve onun için oturmak, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e salât getirmek ve selam vermek.

Namaz, ergenlik çağına ulaşmış ve akıllı Müslüman’a, korku, hastalık ve yolculuk durumunda bile, her türlü halinde farzdır. İster yatakta, ister oturarak ister yatarak, gücünün yettiği şekilde namazı kılar. Hatta sadece, gözü veya kalbiyle işaret etmek suretiyle kılabiliyorsa öyle yapar. Aklı olduğu sürece namaz yükümlülüğü üzerinden düşmez.

Namaz, kulun yüce Rabbi’yle kurduğu bir irtibattır. Sen gizlice konuşmak üzere Rabbinin huzurunda durursun, O’na dua edersin, O da duanı kabul eder. Müslüman’ın namazı temiz olarak eda etmesi; her gün, Rabbinin huzurunda temiz, huşûlu, itaatkâr ve mütevazı olarak, nimetlerinden dolayı Allah’a şükretmek, kendisine lutfetmesini istemek ve günahlarının bağışlanmasını dilemek üzere durması gerekir.

Namazın anahtarı, bedenin, elbisenin ve namaz kılınacak yerin temiz olması, hadeslerden temizliktir. Onda huşulu olmak ve kalp huzuru şarttır.

(10) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

حَافِظُوا عَلَى الصَّلَوَاتِ والصَّلاَةِ الْوُسْطَى وَقُومُوا لِلَّهِ قَانِتِينَ

“Namazları ve orta/ikindi namazını muhafaza edin ve gönülden bağlılık ve saygı ile Allah’ın huzurunda durun!”

Bakara Suresi 238

(11) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

قَدْ أَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَ اَلَّذِينَ هُمْ فِي صَلاَتِهِمْ خَاشِعُونَ

“Andolsun ki, mü’minler felaha ermişlerdir. Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler.”

Mü’minûn Suresi 1, 2

(12) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Hiçbir Müslüman yoktur ki farz bir namazın vakti geldiğinde, o namazı güzel bir abdest alarak huşusuna ve rükûsuna dikkat ederek kılsın da büyük günah işlemedikçe, o namaz ondan önceki günahların kefareti olmasın. Bu, her zaman için böyledir.”

Müslim 227/5

Namaz, vücut temizliğiyle başlar ve ruh temizliğiyle sona erer. Kim onu hakkıyla eda ederse, Allah’ın onu cennete koymaya sözü vardır. Onu yerine getirmeyenlere sözü yoktur.

(13) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Allah, kullar üzerine beş vakit namazı farz kılmıştır. Kim o namazları hafife almadan ve kasten hiçbir vakti terk etmeden hakkıyla eda ederse, o kimseyi cennete girdireceğine Allah’ın yanında bir ahdi vardır. Kimde o beş vakit namazı kılmazsa, onun için Allah’ın yanında bir ahdi yoktur! Allah dilerse ona azab eder, dilerse onu cennete girdirir.”

Ebu Davud 1420, Nesei 460 Malik 1/123/14, Darimi 1/370, İbni Mace 1401, İbni Teymiye Feteva 22/48, 49, Albânî Sahihu’t-Terğib ve’t-Terhib 363

Namaz, edepsizlikten ve kötü şeylerden alıkoyar.

(14) Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:

اُتْلُ مَآ أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَأَقِمِ الصَّلاَةَ إِنَّ الصَّلاَةَ تَنْهَى عَنِ الْفَحْشَآءِ وَالْمُنكَرِ وَلَذِكْرُ اللهِ أَكْبَرُ وَاللهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ

“Sana kitaptan vahyolunanı oku! Namazı kıl! Muhakkak ki, namaz hayâsızlıktan/ahlaksızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı zikretmek ise muhakkak ki, en büyüktür. Allah yaptıklarınızı bilir.”

Ankebut Suresi 45

Namaz, günahları örter Allah iki namaz arasındaki ve önceki günahları onun sayesinde bağışlar.

(15) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Büyük günahlardan kaçınıldığı zaman, beş vakit namaz ve Cuma, diğer Cuma’ya kadar ve Ramazan diğer Ramazan’a kadar, aralarındaki günahlar için keffarettirler.”

Müslim 16/233, Tirmizi 214

(16) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Hiçbir Müslüman yoktur ki, farz bir namazın vakti geldiğinde, o namazı güzelce abdest alarak huşû ile kılsın da, büyük günah işlemedikçe o namaz ondan önceki günahların kefareti olmasın. Bu, her zaman için böyledir.”

Muslim 228/7

Yüce Allah namazla dereceleri yükseltir ve günahları yok eder. Onu beklemek, Allah yolunda nöbet tutmak demektir.

(17) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Size, Allah’ın günahları ne ile sildiğini ve dereceleri ne ile yükselttiğini bildirmemi ister misiniz?”

Sahabeler:

−Elbette, dediler. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Güçlüklere rağmen, güzelce abdest almak, mescidlere giden adımları çoğaltmak ve namazdan sonra öbür namazı beklemek. İşte sizin Allah’ın Yolunda nöbet tutmanız budur.”

Muslim 251/41

Namaz, Cennette, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte olma sebeplerinin en önemlilerindendir.

(18) Rabia bin Kab el-Eslemî (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Bir gece, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında kaldım. Ona abdest suyunu ve ihtiyaç duyduğu şeyleri getirdim.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu:

−“Benden bir şey iste.”

Ben de:

−Cennette seninle birlikte olmak isterim, dedim. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“Bundan başka bir şey de olabilir.”

Ben:

−Cennette seninle birlikte olmak istiyorum, dedim. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu:

−“O zaman çok secde etmek suretiyle bana yardımcı ol!”

Muslim 489/226

Namaz, kıyamet günü, hakkında sorgu yapılacak şeydir.

(19) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Kuşkusuz ki, kıyamet gününde kulun amelinden ilk hesaba çekileceği şey namazıdır. Eğer namaz salih olursa, diğer amelleri de salih olur; eğer namaz fasit olursa, diğer amelleri de fasit olur.”

Tirmizi 409, Albânî Sahîhu’l-Cami’ 2537, Albanî Silsiletu’l-Ehadîsi’s-Sahîha 3/1357

Namaz, dünyadan ayrılırken ve ölümüne sebep olan hastalığında son nefeslerini alıp verirken, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yaptığı son tavsiyeydi.

عَنْ عَلِيِّ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: كَانَ آخِرُ كَلاَمِ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ، وَسَلَّمَ: اَلصَّلاَةَ الصَّلاَةَ، اِتَّقُوا اللهَ فِيمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ

(20) Ali (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in son vasiyeti şu idi:

“Namaz, namaz ve mülkünüz olan köleler!..”

Mübarek dili bu kelimeyi söyleyemeyecek duruma gelinceye kadar, devamlı bunu tekrarlıyordu.

Ahmed bin Hanbel Musned 6/290, 311, 321, Ebu Davud 5156, İbni Hibban 14/570, Taberani Mucemu’l-Kebir 19/41, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 7/238

Allah bize namaza dikkat etmemizi emretmiştir.

(21) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Namazları ve orta/ikindi namazını muhafaza edin ve gönülden bağlılık ve saygı ile Allah’ın huzurunda durun!”

Bakara Suresi 238

(22) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Muhakkak ki, mü’minler felaha ermişlerdir. Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler.”

Mü’minûn Suresi 1, 2

Namaz, dinden gidecek olanların sonuncusudur. Dinin son şeyi giderse, ondan hiçbir şey kalmaz.

(23) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“İslam’ın düğümleri bir bir çözülecektir. Her bir düğüm çözülünce insanlar bir sonrakine yapışırlar. İlk çözülecek olan, hükümdür (yani yönetimdir). En son çözülecek olan ise namazdır.”

Ahmed bin Hanbel Musned 5/251, Tergib ve Terhib 1/528

Allah bizi, namazı ihmal etmekten sakındırmış ve ihmal edenlerle ona karşı gevşek davrananları yermiştir. Yüce Allah namazı ihmal edenlerin sonunu şu sözlerle bildirmiştir.

(24) Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Onlardan sonra yerlerine öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar ve şehvetlerine uydular! Bu yüzden azgınlıklarının cezalarını çekeceklerdir!”

Meryem Suresi 59

(25) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar kıldıkları namazlarda gaflet ederler! Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar! En ufak bir yardıma bile engel olurlar.”

Maun Suresi 4-7

(26) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir? Onlar şöyle derler: Biz namaz kılanlardan değildik!”

Müddesir Suresi 42, 43

Namaz, Müslüman’ın parolası, mü’minin alametidir.

(27) Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Eğer tevbe ederler, namazı kılarlar ve zekâtı verirlerse, sizin din kardeşinizdirler. Biz bilen bir kavme ayetleri böyle açıklıyoruz.”

Tevbe Suresi 11

(28) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Şüphesiz ki, namazı terk etmek, kişi ile şirk ve küfür arasındadır.”

Müslim 82/134, Ebu Davud 4678, Tirmizi 2619, Nesei, İbni Mace 1078

(29) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Bizlerle onlar arasındaki ahid, namazın terk edilmesidir. Kim namazı terk ederse, küfre girmiş olur!”

Ahmed bin Hanbel Musned 5/346, Tirmizi 2756, Nesei 462, İbni Mace 1079, Hakim 1079

(30) Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Yalnız Allah’a yönelin ve Allahtan korkun! Namazı kılın ve Allah’a ortak koşanlardan olmayın!”

Rûm Suresi 31

(31) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Parça parça kesilsen de, yakılsan da Allah’a hiçbir şeyi ortak koşma! Farz namazı kasten terk etme! Kim farz namazı kasten terk ederse, Allah’ın zimmeti o kimseden beri olmuştur! İçki de içme! Kuşkusuz ki içki, bütün şerrin anahtarıdır!”

İbni Mace 4034, Buhari Edebu’l-Müfred 18, Tergib ve Terhib 1/523, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 7/8991

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize, küçük çocukların namaza alışmış olarak yetiştirilmelerini ve on yaşına geldiklerinde, namaza dikkat etmezlerse dövülmelerini emretmiştir.

(32) Sebra (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Çocuk yedi yaşına geldiğinde namazı emredin! On yaşına geldiğinde (namaz kılmazsa) dövün!”

Ebu Davud 494, Tirmizi 407, Darimi 1/273, İbni Ebi Şeybe 1/381, İbni Huzeyme 1002, Darekutni 1/230, Ahmed bin Hanbel Müsned 3/01

İmam İbni Hazm (Rahmetullahi Aleyh) bu hadisin şerhinde şöyle demiştir:

“Çocuğa yedi yaşında namazı emredip on yaşında namaz kılmazsa dövmek namazın ona farz olduğu için değil, aksine çocuğu ona alıştırmak içindir.”

Bir namazı kaçıran, ailesini malını kaybetmiş gibi olur.

(33) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Kim bir namazı kaçırırsa, o ailesini ve malını kaybetmiş gibidir.”

Tergib ve Terhib 1/532

Namaz, kulun dünya ve ahiretteki yolunu aydınlatan ışık ve kurtarıcıdır.

(34) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdulillah mizanı doldurur, Subhanallah göklerle yerin arasını doldurur, namaz nurdur, sadaka delildir. Sabır ışıktır. Kur’an, senin lehine ve aleyhine olan hüccettir.”

Muslim 223/1

Namaz, Allah’ın rahmetinin inme sebeplerinden birisidir.

(35) Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Namazı kılın, zekâtı verin ve Rasule itaat edin! Umulur ki merhamet olunursunuz.”

Nûr Suresi 56

Hayatın sıkıntılarına sabretmek, ancak namaza dikkat edenlerin dayanabileceği bir şeydir.

(36) Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Gerçekten insan, pek hırslı (ve sabırsız) yaratılmıştır. Kendisine kötülük dokunduğu zaman sızlanır. Ve kendisine hayır dokundu mu yardım etmez (sıkı sıkı tutar). Ancak namaz kılanlar bunun dışındadır. Onlar ki: Namazlarını sürekli kılarlar (aksatmazlar).”

Mearic Suresi 19, 23

Namaz, sıkıntı ve güçlüklerde kula yardım demektir.

(37) Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Sabırla, namazla (Allah’tan) yardım dileyin, şüphesiz bu, (Allah’a) saygı gösterenlerden başkasına ağır gelir.”

Bakara Suresi 45

(38) Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu:

“Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım isteyin. Şüphesiz ki, Allah sabredenlerle beraberdir.”

Bakara Suresi 153

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i bir şey üzdüğünde veya Müslümanların başına bir musibet geldiğinde, namaz kılar ve şöyle derdi.

(39) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Bilal! Kalk. Bizi namazla rahatlat.”

Ebu Davud 4985

Namaz, rahatlık, huzur ve mutluluk demektir.

(40) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Benim mutluluğum, namazdadır.”

Nesei

Huşu ile ve alçak gönüllü bir şekilde kılınan namaz, Müslüman’ı Allah’a yaklaştırır, iğrenç ve kötü şeylerden meneder. Onda Allah (Azze ve Celle)’yi anmak, ruhun cesetteki konumu gibidir.

(41) Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu:

“Sana kitabtan vahyolunanı oku, namaz kıl. Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı zikretmek ise muhakkak ki en büyüktür. Ve Allah; yaptıklarınızı bilir.”

Ankebut Suresi 45

Mescidlerde cemaatle birlikte namaz kılmak şer’î bir özür bulunması hali hariç bütün Müslüman erkeklere farzdır.

(42) Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu:

“Namazı kılın! Zekâtı verin! Rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin!”

Bakara Suresi 43

Cemaatle camide namaz kılmak, cennete girme sebebidir. Nitekim bunu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) haber vermiştir.

(43) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Kim (namaz için)  mescide akşam veya gündüz giderse, Allah, her gittiğinde cennette onun için meskenler yapar.”

Buhari 694, Müslim 669/285

(44) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Cemaatle kılınan namaz, münferiden kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir!”

Buhari 685, Müslim 650/249, Malik 1/129, Ebu Avane 2/3, Nesei 836, Tirmizi 215, İbni Mace 789, İbni Hibban 2052, Beyhaki 3/59, Begavi 785

Beş vakit namazın farzları dışında, Müslümanın en faziletli namazı evinde kıldığıdır.

(45) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Cemaat! Evlerinizde de namaz kılın! Çünkü farz namaz dışında, kişinin kıldığı en faziletli namaz evinde kıldığıdır.”

Buhari

Beş vakit namaz günahları siler.

(46) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Ne dersiniz? Sizden birinin kapısı önünden bir nehir aksa ve o kişi, her gün beş defa bu nehirde yıkansa, kendisinde kir diye bir şey kalır mı?”

Sahabeler:

−Böyle birisinin bedeninde hiç kir kalmaz, dediler. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“Beş vakit namaz da böyledir. Yüce Allah bu namazlar sebebiyle kulun hatalarını siler.”

Muslim 667/283

(47) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Beş vakit namaz aralarındaki (günahlara) kefarettir...”

Bezzar, Taberani Mucemu’l-Evsad, Taberani Mucemu’l-Kebir, Tergib ve Terhib 1/348

Namazdan sonra diğer namazı beklemek, meleklerin namaz kılanlar için af dilemelerine sebeptir.

(48) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Kuşkusuz ki, sizden biriniz, namaz kıldığı yerde bekleyip abdestini bozmadıkça melekler ona salatta bulunur ve onun için şöyle duâ ederler:

−Ey Allah’ım! Ona mağfiret et. Ey Allah’ım! Ona merhamet eyle.”

Buhari 2/540, 692, Fethu’l-Bârî 2/65, 296

Allah’ın En Sevdiği Namaz:

(49) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“…Allah Azze ve Celle’nin en sevdiği namaz, Davud Aleyhisselam’ın namazıdır. O, gecenin yarısında uyur. Üçte birini namazla geçirirdi ve son altıda birisini uyurdu.”

Muslim 1159/190

Ey Müslüman kardeşim! Revatip denilen yani tertip edilmiş, düzene koyulmuş, devamlı yapılan nafile namazları unutma! Bunların büyük fazileti vardır. Nitekim bir gün bir gecede on iki rekât nafile namaz kılan kişi için, cennette bir köşk yapılır.

(50) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Müslüman bir kul her gün farzın dışında Allah için on iki rekât sünnet namazı kılarsa Allah onun için cennette bir ev bina eder.”

Müslim 728/103

Güzelce bir abdest almanın ve ona devam etmenin, günahlara kefaret olduğunu, günahları, vücuttan çıkardığını ve onun sebebiyle dereceleri yükselttiğini de unutma.

(51) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Bir Müslüman güzel bir abdest aldıktan sonra namaz kılsın da Allah bununla ondan sonraki namaz arasındaki günahları affetmesin.”

Müslim 227/5

(52) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Kim böyle bir abdest alırsa, günahları bağışlanır. Onun namazı ve camiye kadar yürümesi nafile olur.”

Müslim 229/8

(53) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Kim güzel bir abdest alırsa günahları, tırnaklarının altından çıkacak şekilde, vücudundan çıkar gider.”

Müslim

Her Müslümanın, ister imam, ister cemaat, ister tek başına olsun, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in şu sözüne göre hareket etmek için, onun namaz kılmadaki usulüne dikkat etmesi gerekir.

(54) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Beni nasıl namaz kılıyor olarak gördüyseniz öylece namaz kılınız.”

Buhari 6003

Namazında, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yolunda yürüdüğünü hisseden kul, ona uymuş olmanın tadını duyar. Hangi sevgi, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in adımlarını takip etmekten daha büyüktür?

(545) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

“De ki: Eğer siz Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.”

Âl-i İmran Suresi 31

Namaz kılmakla şu sonuçlar elde edilir:

1) Namaz, rahatlıktır.

2) Namaz, huzurdur.

3) Namaz, mutluluktur.

4) Namaz, ruh temizliğidir.

5) Namaz, günahların örtülmesidir.

6) Namaz, sevapların artmasıdır.

7) Namaz, derecelerin yükselmesidir.

8) Namaz, çirkin ve kötü şeylerden uzak olmadır.

9) Namaz, her zaman yüce Allah’la irtibat halinde olmaktır.