1) Ummu Habibe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den işittim şöyle buyuruyordu:
“Müslüman bir kul her gün farzın dışında Allah için on iki rekât sünnet namazı kılarsa, Allah onun için cennette bir ev bina eder. Ya da onun için cennette bir ev bina olunur.”
Müslim 728/103
2) Ummu Habibe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kim, bir gün ve gecede on iki rekât (sünnet) namazı kılarsa onun için cennette bir ev bina olunur (bunlar):
−Öğle namazının farzından önce dört rekât, öğle namazının farzından sonra iki rekât,
−Akşam namazının farzından sonra iki rekât,
−Yatsı namazının farzından sonra iki rekât,
−Sabah namazın farzından önce iki rekât’dir.”
Nesei 1801, 1802, Ebu Davud 1250
3) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber öğle namazından önce iki rekât, öğle namazından sonra iki rekât, akşam namazının arkasından iki rekât, yatsı namazının arkasından iki rekât, cuma namazının arkasından iki rekât sünnet namazı kıldım. Akşam ve yatsı namazlarının sünnetlerini Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in evinde kıldık. Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma):
−Bana kız kardeşim Hafsa (Radiyallahu Anha) şöyle rivayet etti:
−Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) fecrin doğuşundan sonra hafif iki rekât namaz kılardı. Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
−Bu vakit sabah namazından evvelki zaman benim Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanına giremediğim bir saat idi.
Buhari 1116, Müslim 729/104
4) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den on rekât sünnet namazı ezberledim. Öğle namazının farzından önce iki rekât, öğle namazının farzından sonra iki rekât, akşam namazından sonra evinde iki rekât, yatsı namazının farzından sonra evinde iki rekât, sabah namazından önce yine iki rekât olarak kıldığı sünnet namazlardır.”
Buhari 1122
5) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), nafilelerden hiçbir namazı sabah namazından önceki iki rekât sünneti şiddetle muhafaza ettiği gibi hiçbir sünneti muhafaza etmezdi!”
Müslim 724/93, Buhari 2/644, Tergib ve Terhib 1/543
6) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in sabah namazından önceki iki rekât sünneti kılmaya (gayretli) olduğu kadar hiçbir hayra ve ganimete acele ettiğini görmedim!”
İbni Huzeyme, Tergib ve Terhib 1/543
7) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Sabah namazının iki rekât sünneti dünyadan ve dünyanın içindeki her şeyden daha hayırlıdır!”
Müslim 725/96, Tirmizi 412, Nesei 3/252, Hakim 1/307, Tergib ve Terhib 1/543
8) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), sabah namazının iki rekât sünnetinin şanı hakkında şöyle buyurdu:
“Muhakkak ki, sabah namazının iki rekât sünneti bana bütün dünyadan daha sevgilidir.”
Müslim 725/97, Tergib ve Terhib 1/543
9) Ebu Eyyub (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Öğle namazından önce aralarında selam vermeden kılınan dört rek’at namaz için semanın kapıları açılır!”
Ebu Davud 1270, Taberani Mucemu’l-Evsad 260, 360, Tergib ve Terhib 1/547
10) Ummu Habibe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kim, öğlenin farzından önce dört rekât namaz kılarsa, Allah onu cehennem ateşine haram eder.”
Tirmizi 423
11) Ummu Habibe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kim, öğlenin farzından önce dört rekât ve öğlenin farzından sonra da dört rekât namazı muhafaza (yani devam) ederse, Allah onu cehennemin ateşine haram eder.”
Tirmizi 424, İbni Mace 1160, Ebu Davud 1269, Nesei 3/265, Albânî Silsiletu’l-Ehadîsi’s-Sahiha 1431
12) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), yatsı namazını kılıp evine döndüğü vakit dört rekat namaz kılardı.”
Taberani Mucemu’l-Kebir, Tergib ve Terhib 2/9, Buhari 2/724
13) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kim, sabah namazını cemaat ile kılar sonra güneş doğuncaya kadar oturup Allah’ı zikrederse, sonra da iki rekat namaz kılarsa, ona tam bir hac ve umre sevabı verilir. Tam bir hac ve umre sevabı verilir. Tam bir hac ve umre sevabı verilir.”
Taberani Mucemu’l-Evsad, Tergib ve Terhib 1/434, 437, Albânî Sahîhu’l-Câmi’ 6222
14) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sabah namazı esnasında Bilal (Radiyallahu Anh)’a şöyle buyurdu:
“Ya Bilal! İslam’da yaptığın amellerden en ümitli olduğun bir amelini bana söyle! Çünkü cennette ben senin iki ayakkabının yürüyüş sesini işittim.”
Bilal (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
−Ben gece ve gündüzün her hangi bir saatinde abdest alır ve onunla mutlaka bana takdir olunan miktarda namaz kılarım. Bu benim yanımda faydaca en ümitli olduğum ameldir.
Buhari 1100, Müslim 2458/108, Begavi 1012
15) Ebu Zer (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Sizden her birinizin eklemlerine bir sadaka vermesi vaciptir!
Her tesbih, bir sadakadır!
Her tahmid, bir sadakadır!
Her tahlil, bir sadakadır!
Her tekbir, bir sadakadır!
İyiliği emretmek, bir sadakadır!
Kötülüğü yasaklamak, bir sadakadır!
Kişinin iki rekât kıldığı duha namazı o vucubiyete kifayet eder!”
Müslim 720/84, Ebu Avane 2/266, Ebu Davud 1285, Beyhaki 3/47, Ahmed bin Hanbel Müsned 5/167, 178, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 461
16) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Duha namazı, Evvabin namazıdır.”
Deylemi 3729, İbni Huzeyme 1224, Tabarani Mucemu’l-Evsad 3877, Hakim 1/314, Albânî Sahîhu’l-Câmi’ 3827
17) Zeyd bin Erkam (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Evvabin namazı, deve yavrularının ayakaltlarının yandığı vakittir.”
Müslim 748/143, Ebu Avane 2/270, 271, Ahmed bin Hanbel Müsned 4/366, 372, 375, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 466
18) Ebu’d-Derda (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kim iki rekat duha namazı kılarsa, gafillerden yazılmaz! Kim de dört rekat duha namazı kılarsa, abidlerden yazılır. Kim altı rekat duha namazı kılarsa, bu namaz o gün ona yeter. Kim de sekiz rekat duha namazı kılarsa, Allah onu boyun eğenlerden yazar. Her kim de on iki rekat duha namazı kılarsa, Allah cennette ona mahsus bir köşk bina eder…”
Taberani Mucemu’l-Kebir, Bezzar, Tergib ve Terhib 2/102
19) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Halilim (candan dostum) (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana üç şeyi tavsiye etti:
1) Her ayda üç gün oruç tutmayı,
2) İki rekât duha namazı kılmayı,
3) Uyumadan önce vitir namazını kılmayı.”
Müslim 721/85, Buhari 1178, Nesei 1676, 1677, Darimi 2/1819, İbni Huzeyme 1222, 1223, İbni Hibban 2536, Tayalisi 2392, Beyhaki 3/47, Ahmed bin Hanbel Müsned 2/459
20) Ebu’d-Derda ve Ebu Zer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dediler:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Allah Tebareke ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
Ey Ademoğlu! Gündüzün evvelinde (duha vakti) benim için dört rekât namaz kıl ki, gündüzün sonunda sana kifayet edeyim.”
Tirmizi 473, Ebu Davud 1289, Darimi 1/338, Ahmed bin Hanbel Müsned 5/287 6/286, 287, 440, 451
21) Muaze (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
“Aişe (Radiyallahu Anha)’ya, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), duha namazını kaç rekât olarak kılardı diye sordum? Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), duha namazını dört rekât kılardı ve Allah’ın dilediği kadar da ziyade ederdi.”
Ahmed bin Hanbel Müsned 6/95, Müslim 719/79, Ebu Avane 2/267, İbni Mace 1381, Beyhaki 3/47, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 462
22) Ebu’d-Derda (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kim iki rekat duha namazı kılarsa, gafillerden yazılmaz! Kim de dört rekat duha namazı kılarsa, abidlerden yazılır. Kim altı rekat duha namazı kılarsa, bu namaz o gün ona yeter. Kim de sekiz rekat duha namazı kılarsa, Allah onu boyun eğenlerden yazar. Her kim de on iki rekat duha namazı kılarsa, Allah cennette ona mahsus bir köşk bina eder...”
Taberani Mucemu’l-Kebir, Bezzar, Tergib ve Terhib 2/102
23) Abdurrahman bin Ebi Leyla (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Bana, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in duha namazını kılarken gördüğünü Ummu Hani (Radiyallahu Anha) dışında kimse haber vermedi! Ummu Hani (Radiyallahu Anha) şöyle rivayet etti:
−Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke’nin fethedildiği gün benim evime geldi ve sekiz rekât (duha) namaz kıldı. Bu namazdan daha hafif namaz kıldığını görmedim, ancak onun rukû ve secdelerini tam yapıyordu.”
Müslim 719/80, İbni Mace 1379, İbni Huzeyme 1235, Tayalisi 1520, Tabarani Mucemu’l-Kebir 24/1025, 1026, 1027, Abdurrezzak 4858, Humeydi 332, 333, Beyhaki 3/48, Ahmed bin Hanbel Müsned 6/341, 342, 425
24) Ebu’d-Derda (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kim iki rekat duha namazı kılarsa, gafillerden yazılmaz! Kim de dört rekat duha namazı kılarsa, abidlerden yazılır. Kim altı rekat duha namazı kılarsa, bu namaz o gün ona yeter. Kim de sekiz rekat duha namazı kılarsa, Allah onu boyun eğenlerden yazar. Her kim de on iki rekat duha namazı kılarsa, Allah cennette ona mahsus bir köşk bina eder...”
Taberani Mucemu’l-Kebir, Bezzar, Tergib ve Terhib 2/102
25) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Evinden çıkacağın vakit iki rekat namaz kıl! Bu namaz seni kötü çıkıştan alıkoyar. Evine girdiğin zaman da iki rekat namaz kıl! Bu namaz da seni kötü girişten alıkoyar.”
Bezzar Keşfu’l-Estar 2/357, Münavi Feyzu’l-Kadir 1/334, Albânî Silsiletu’l-Ehadîsi’s-Sahiha 1323
26) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Bir adam, Cuma günü Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hutbe okurken mescide girdi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona şöyle buyurdu:
−“Namaz kıldın mı?”
Adam:
−Hayır, dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Kalk iki rekat namaz kıl!”
İbnu’l-Carud 293, Buhari 1166, Müslim 875/55, Ebu Davud 1115, Nesei 1394, Tirmizi 510, Darimi 1/364, İbni Mace 1112, İbni Huzeyme 1833, İbni Hibban 2504, İbni Ebi Şeybe 2/20, Tayalisi 1695, Ebu Yağla 1830, Beyhaki 3/193, Begavi 4/263
27) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Bir Cuma günü, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hutbedeyken mescide Suleyk el-Gatafanî geldi ve (mescid namazı kılmadan) oturdu. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ona şöyle buyurdu:
−“Ey Suleyk! Kalk ve iki rekat namaz kıl! Ama bu iki rekatı hafif tut!”
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), sonra şöyle buyurdu:
−“Sizden biri, Cuma günü imam hutbe okurken mescide geldiği vakit, iki rekat namaz kılsın! Bu iki rekat namazı da hafif tutsun!”
Müslim 875/59
28) Ebu Katade es-Sulemî (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz mescide girdiği zaman, oturmadan önce iki rekat namaz kılsın!”
Buhari 2/540, Müslim 714/69
29) Selman el-Farisi (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Bir kimse, Cuma günü yıkanıp elinden geldiğince temizlenir ve yağından yağlanır veya evindeki kokusundan da sürünür sonra Cuma’ya çıkar, yan yana oturan iki kişinin arasını açmaz sonra kendisi için takdir olunan miktarda (mescid) namaz kılar ve daha sonra imam hutbede konuştuğunda susar dinlerse şüphesiz ki, o Cuma ile diğer Cuma arasındaki günahları mağfiret edilir.”
Buhari 855, Darimi 1/362, İbni Mace 1097, İbni Huzeyme 1763, İbni Hibban 2776, Ahmed bin Hanbel Müsned 5/181
30) Abdullah bin Mugaffel el-Müzeni (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Her iki ezan (yani her ezan ile kamet) arasında namaz vardır, her iki ezan arasında namaz vardır.”
Sonra üçüncüsünde Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Dileyen kimse için.”
Müslim 838/304, Tirmizi 185
31) Enes (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Medine’de bulunuyorduk. Müezzin akşam namazı için ezan okuduğu zaman, sahabeler acele ile direklere doğru ikişer rekat namaz kılarlardı. Hatta bazen yabancı bir kimse mescide girerdi de bu iki rekatı kılanların çokluğundan dolayı farz namazı kılınmış sanırdı.”
Müslim 737/303
32) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz Cuma’yı kıldığı vakit, ondan sonra dört rekât da sünnet kılsın!”
Hadisin ravisi ibni İdris (Rahmetullahi Aleyh), Suheyl (Rahmetullahi Aleyh)’e şöyle dedi:
‘Eğer herhangi bir şey seni acele ettirirse, o zaman mescidde iki rekat namaz kıl ve gideceğin yere veya eve gidince de iki rekat daha namaz kıl.’
Müslim 881/67, Ebu Davud 1131, Nesei 2425, Darimi 1/370, İbni Mace 1132, Tirmizi 522, İbni Hibban 2477, Tayalisi 2406, Beyhaki 3/239, Ebu Nuaym el-Hilye 7/334, Ahmed bin Hanbel Müsned 2/499, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 625
33) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in sünnet namazlarını vasfederek şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Cuma günü farz namazını kıldıktan sonra evine dönene kadar namaz kılmazdı. Buna müteakiben evinde iki rekât namaz kılardı.”
Müslim 882/71, Ebu Davud 1132, Nesei 1426, 1427, Tirmizi 521, Darimi 1/369, İbni Mace 1131, Malik 1/166, Ahmed bin Hanbel Müsned 2/103
34) Nafi’ (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
“Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) Cuma’nın farzını kıldığı zaman gider evinde iki rekât namaz kılardı. Sonra Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de işte böyle yapardı.”
Müslim 882/70
35) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“İkindiden önce dört rekât namaz kılan kimseye Allah rahmet etsin.”
Ebu Davud 1271, Tirmizi 426
36) Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ikindiden önce dört rekât namaz kılar ve bu dört rekatın arasını mugarrebun meleklere, müslümanlardan ve mü’minlerden onlara tâbi olanlara selam vererek ayırırdı.”
Not: Yani, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), iki rekât iki rekât kılardı. Bu namaz ikindinin sünneti değildir!
Tirmizi 425
37) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), amcası Abbas (Radiyallahu Anh)’a şöyle buyurdu:
“Ey Abbas! Ey emmiciğim! Sana istifade edeceğin bir şey vereyim mi? Sana hediye ikram edeyim mi? Sana bir iyilikte bulunayım mı? On haslet vardır. O, on hasleti yaptığında, Allah günahlarının; evvelini, ahirini, eskisini, yenisini, hatalı olanını, kasten olanını, küçüğünü, büyüğünü, gizlisini ve açığını hatta A’lec’in kumları kadarda olsa bağışlayacaktır. O, on haslet, dört rekât namaz kılacaksın! Her rekâtte Fatiha ve bir sure okuyacaksın! Birinci rekâtin kıraatini bitirdiğin vakit sen ayakta olduğun halde on beş kere;
سُبْحَانَ اللهِ، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ، وَلآ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، وَاللهُ أَكْبَرُ
‘Subhanallahi, Ve’l-Hamdu Lillahi Ve La İlahe İllallahu Vallahu Ekber,’ dersin.
Sonra rükûa gidersin, rükûda da bu duayı on kere dersin. Sonra rükûdan başını kaldırır ve on kere daha bu duayı dersin. Sonra secdeye eğilir ve sen secdede olduğun halde bu duayı on kere daha dersin. Sonra secdeden başını kaldırır ve on kere daha bu duayı dersin. Sonra secdeye eğilir ve bu duayı on kere daha dersin. Sonra secdeden başını kaldırır, on kere daha kıyama kalkmadan önce bu duayı dersin. İşte bununla her rekâtte yetmiş beş tesbih olur. Dört rekâtin tamamında üçyüz tesbih eder. İşte böyle yaparsın. Eğer bu namazı her gün kılmaya gücün yeterse, her gün kıl! Eğer her gün kılmaz isen, haftada bir kıl! Haftada bir kılmaz isen ayda bir kıl! Ayda bir kılmaz isen senede bir kıl! Senede bir kere kılmaz isen ömründe bir kez olsun kıl!”
Ebu Davud 1297, İbni Mace 1387, Tirmizi 479, 480, 481, Begavi 1018, Tergib ve Terhib 2/106, 109
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: يَنْزِلُ رَبُّنَا تَبَارَكَ وَتَعَالَى كُلَّ لَيْلَةٍ إِلَى السَّمَآءِ الدُّنْيَا حِينَ يَبْقَى ثُلُثُ اللَّيْلِ الْآخِرُ فَيَقُولُ؛ مَنْ يَدْعُونِي فَأَسْتَجِيبَ لَهُ! وَمَنْ يَسْأَلُنِي فَأُعْطِيَهُ! وَمَنْ يَسْتَغْفِرُنِي فَأَغْفِرَ لَهُ!
38) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Rabbimiz Tebareke ve Teâlâ her gece, gecenin son üçte biri kaldığı vakit dünya semasına iner ve buna müteakiben hemen şöyle buyurur:
Kim Bana dua ederse, hemen ona icabet edeyim. Kim Benden isterse, hemen ona vereyim. Kim Benden bağışlanma dilerse, hemen onu bağışlayayım.”
Buhari 3/1096, Müslim 758/168, Tirmizi 3727
39) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Gecenin ilk üçte biri geçtiği vakit Rabbimiz Tebareke ve Teâlâ her gece dünya semasına iner ve:
Melik benim! Hani bana dua eden kimdir ki onun duasına icabet edeyim. Benden kim bir hacet ister ki dileğini vereyim. Benden kim mağfiret diler ki onu mağfiret edeyim diye nida eder. Fecir aydınlanıncaya kadar bu böyle devam eder.”
Tirmizi 446, 3727, Buhari 3/1096, Müslim 758/168, 169, Malik 1/214, Ebu Davud 1315, İbni Hibban 920, İbni Ebi Asım Sünnet 492, Lalekai 3/435, 436, Beyhaki 3/2, Ahmed bin Hanbel Müsned 2/486
40) Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i işittim şöyle buyuruyordu:
“Gece içinde öyle bir saat var ki, Müslüman bir kimse dünya veya ahiret hususunda Allah’tan hayır isterken duasını o saate uygun getirirse, Allah onun isteğini mutlaka verir. Bu her gece böyledir!”
Müslim 757/166, Ebu Avane 2/289, 290, İbni Hibban 2561, Ebu Yağla 1911, 2009, Ahmed bin Hanbel Müsned 3/348
41) Ebu Busre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Şüphesiz ki, Allah size bir namaz ziyade etmiştir. O namaz, vitirdir. Onu yatsı namazı ile sabah namazı arasında kılınız!”
Ravilerden, Ebu Temim (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
“Ebu Zerr (Radiyallahu Anh) mescidde elimi tuttu ve beni Ebu Busre (Radiyallahu Anh)’ın yanına götürdü. Ona Amr’ın dediğini sen Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den işittin mi dedi. Ebu Busre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Ben o hadisi, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den işittim.”
Ahmed bin Hanbel Müsned 23912, Ebu Davud 1418, Darimi 1/370, Tirmizi 449, İbni Mace 1168, Darekutni 1/30/2, Hakim 1/306, Beyhaki 2/478, Tabarani Mucemu’l-Kebir 4136, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 423
42) Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Vitir namazı her gün istisnasız ve mutlaka yapılması gerekmez ve o sizin farz namazlarınız gibi de değildir! Fakat Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vitir namazını kıldı ve şöyle buyurdu:
“Ey Kur’an ehli! Vitir namazını kılınız! Şüphesiz ki, Allah vitirdir (tekdir) ve vitri (teki) sever.”
İbni Mace 1169, Ebu Davud 1416, Tirmizi 450, İbni Huzeyme 1567
43) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize Ramazan ayında (teravih) namazı sekiz rekât ve bir de vitiri kıldırdı. Ertesi gün olunca, mescitte toplandık ve yanımıza çıkmasını ümit ettik. Sabaha erinceye kadar mescidde kaldık. Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanına girdik ve:
−Ey Allah’ın Rasulü! Dün gece mescidde toplanmış ve bize namaz kıldırmanı ümit etmiştik, dedik.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Bu namazın üzerinize farz olarak yazılmasından endişe ettim!”
Taberani Mucemu’s-Sagir 190, İbni Huzeyme 1070, İbni Hibban 2409
Not: Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatı boyunca ne Ramazan’da nede Ramazan’ın dışında 11 rekâttan hazla namaz kılmamıştır!
44) Ebu Seleme bin Abdurrahman bin Avf (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in eşi Aişe (Radiyallahu Anha)’ya Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Ramazan’da namazı nasıl? diye sordum. Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Ramazan’da ve Ramazan’ın gayrında namazını on bir rekât üzere ziyade etmezdi! Önce dört rekât kılardı. Onların güzelliği ve uzunluğundan sorma! Sonra dört rekât daha kılardı. (Yani 8 rekât teravih namazı kılardı.) Onların da güzelliği ve uzunluğundan sorma! Sonra üç rekât (vitir namazı) kılardı...”
Malik 1/120/9, Buhari 1866, Müslim 738/125
45) Ebu Galib el-Hayyat (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
“Enes bin Malik (Radiyallahu Anh)’ı bir kimsenin cenaze namazını kılarken gördüm. Cenazenin başı hizasında diğer rivayette, başı tarafında durdu. Cenazeyi kaldırıp götürdüklerinde, Kureyş veya Ensar’dan bir kadının cenazesi getirildi. Enes bin Malik (Radiyallahu Anh)’a:
−Ya Eba Hamza! Bu falancanın kızı falandır; onun cenaze namazını kılsan, denildi. Enes bin Malik (Radiyallahu Anh), onun cenazesini kıldırdı ve onun orta tarafında durdu. Diğer rivayette, onun beli hizasında durdu. Cenazenin üzerinde yeşil bir örtü vardı. O anda aramızda el-Âlâ bin Ziyâd el-Adevi (Rahmetullahi Aleyh) bulunuyordu Enes bin Malik (Radiyallahu Anh)’ın erkek ve kadına cenaze namazı kıldırırken değişik yerlerde duruşunu gördü ve:
−Ya Eba Hamza! Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cenaze namazını kıldırırken bu şekilde senin erkeğe durduğun gibi ve kadına durduğun gibi mi dururdu? dedi. Enes bin Malik (Radiyallahu Anh):
−Evet, dedi. El-Âlâ (Rahmetullahi Aleyh) bize dönerek bu ameli ezberleyin, dedi.”
Ahmed bin Hanbel Müsned 13112, Ebu Davud 3194, Tirmizi 1034, İbni Mace 1494, Tayalisi 2149, Albânî Cenâiz 138, 139, İbni Ebi Şeybe 3/195
46) Semure bin Cundeb (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Nifaslı iken ölen Ümmü Ka’b’ın cenaze namazını Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in arkasında kıldım. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun cenaze namazını kılarken orta tarafında durdu.”
Müslim 964/87, Buhari 1253, Ebu Davud 3195, Nesei 391, Tirmizi 1035, İbni Mace 1493, İbni Hibban 3067, Ahmed bin Hanbel Müsned 5/1419, İbnu’l-Carud 544
47) Ebu Umame bin Sehl (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Cenaze üzerine kılınan namazda sünnet, İmam tekbir alır. İlk tekbirden sonra o içinden sırrı olarak (Subhanekeyi okumadan) Fatihatu’l-Kitabı okur. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e selâtu selam getirir. Bundan sonraki üç tekbirde de cenazeye ihlasla dua eder. Bunlarda kıraatten bir şeyi yapmaz! Sonra sağına döndüğü vakit içinden gizlice selam verir! İmamın arkasındaki kimselerin de imamın yaptığının aynısını yapması sünnettir.”
İbnu’l-Carud 540, Beyhaki 4/39, Abdurrezzak 6428, Albânî Cenâiz 155
48) Ebu Ayyaş Zurakî (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Usfan’da beraber idik. Halid bin Velid (Radiyallahu Anh) müşriklerin başında bulunuyordu. Biz öğle namazını kıldık. Müşrikler:
−Gerçekten aldatıldık, gerçekten gaflete düştük, Müslümanlar namazdayken keşke onlara hucum etseydik dediler. Bunun üzerine öğle ile ikindi arasında savaşta namazları kasr etme ayeti indi. İkindi vakti gelince Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kalktı kıbleye yöneldi, müşrikler tam önünde idiler. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in arkasında bir saf oluştu, ondan sonra başka bir saf daha oluştu.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) rükû etti, arkasındaki safların hepsi de rükû ettiler. Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) secde etti hemen arkasında oluşan saf da secde etti, bunların arkasında oluşan saf ise secde etmedi ayakta durup önceki safa bekçilik ettiler. Önceki saf iki secdeyi tamamlayınca ayağa kalktılar. Sonra onların arkasında oluşan saf secde ettiler onlar da secdeleri tamamlayınca ayağa kalktılar.
Sonra önceki saf arkadaki safın yerine arkadaki saf da önceki safın yerine geçtiler. Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) rükû etti, arkasındaki safların hepsi de rükû ettiler. Sonra secde etti ve hemen arkasındaki saf da secde etti. Bunların arkasında oluşan arkasındaki saf ise secde etmedi ayakta durup önlerindeki safa bekçilik ettiler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve arkasındaki saf secdeden kalkınca bunları bekleyenler secde ettiler. Sonra hepsi birlikte teşehhüt için oturdular. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hepsine birlikte selam verdirdi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) korku namazını Usfan’da ve Beni Süleym günü iki kez işte bu şekilde kıldırmıştır.”
Ebu Davud 1236, Nesei 1548, Tayalisi 1347, Darekutni 2/59, Hâkim 1/337, Beyhaki 3/254, Begavi 3/289, İbnu’l-Carud 233, İbni Hibban 2875, İbni Ebi Şeybe 2/351, Ahmed bin Hanbel Müsned 4/59
49) Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh) şöyle dedi.
Ben, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den bir hadis işittiğimde Allah o hadisten beni faydalandırmayı dilediği kadar faydalandırırdı. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabından bir kimse bana hadis nakledince ona yemin verirdim. Yemin edince onu tasdik eder doğrulardım. Ebu Bekir bana hadis nakletti. Ebu Bekir elbette doğru söyledi ve dedi ki:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den işittim şöyle buyurdu:
“Herkim bir günah işler sonra kalkar abdest alır sonra Allah için namaz kılar sonra Allah’a istiğfar ederse, Allah elbette onun günahını bağışlar.”
Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Âl-i İmran Suresi 135. ayetini sonuna kadar okudu:
وَالَّذِينَ إِذَا فَعَلُوا فَاحِشَةً أَوْ ظَلَمُوا أَنْفُسَهُمْ ذَكَرُوا اللهَ فَاسْتَغْفَرُوا لِذُنُوبِهِمْ وَمَنْ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ اللهُ وَلَمْ يُصِرُّوا عَلَى مَا فَعَلُوا وَهُمْ يَعْلَمُونَ
“Onlar bir kötülük yaptıkları, ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlayıp hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir? Bir de onlar işledikleri kötülüklerde, bile bile ısrar etmezler!”
Tirmizi 402, İbni Mace 1395, Begavi 1015, Tayalisi 1, İbni Hibban 623, Ahmed bin Hanbel Müsned 2/4756
50) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bütün işlerde istihare etmeyi bize Kur’an’dan bir sure öğrettiği gibi öğretti ve şöyle buyurdu:
“Herhangi biriniz bir iş yapmaya yeltendiği vakit, iki rekât nafile namaz kılsın sonra şöyle dua etsin.
اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْتَخِيرُكَ بِعِلْمِكَ، وَأَسْتَقْدِرُكَ بِقُدْرَتِكَ، وَأَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ الْعَظِيمِ، فَإِنَّكَ تَقْدِرُ وَلاَ أَقْدِرُ، وَتَعْلَمُ وَلاَ أَعْلَمُ، وَأَنْتَ عَلاَّمُ الْغُيُوبِ، اللَّهُمَّ إِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنَّ هَذَا الأَمْرَ خَيْرٌ لِي فِي دِينِي وَمَعَاشِي وَعَاقِبَةِ أَمْرِي عَاجِلِ أَمْرِي وَآجِلِهِ فَاقْدُرْهُ لِي وَيَسِّرْهُ لِي ثُمَّ بَارِكْ لِي فِيهِ، وَإِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنَّ هَذَا الأمْرَ شَرٌّ لِي فِي دِينِي وَمَعَاشِي وَعَاقِبَةِ أَمْرِي فِي عَاجِلِ أَمْرِي وَآجِلِهِ فَاصْرِفْهُ عَنِّي وَاصْرِفْنِي عَنْهُ وَاقْدُرْ لِيَ الْخَيْرَ حَيْثُ كَانَ ثُمَّ أَرْضِنيِ بِهِ
Sonra dilediği ihtiyacını söyler.”
Duanın Manası: “Ey Allah’ım! Kuşkusuz ki, ben ilminle Senden hayırlısını istiyorum. Ve Senin kudretinle beni kudretlendirmeni diliyorum. Ve Senin büyük fadlından istiyorum. Kuşkusuz ki, Sen takdir edersin, ben ise takdir edemem. Sen her şeyi bilirsin, ben ise bilmem. Sen bütün gaybleri en iyi bilensin! Ey Allah’ım! Şu azmettiğim işin benim dinim, yaşayışım ve işimin sonu hakkında hayırlı olduğunu bilmekteysen onu bana takdir et, kolaylaştır, sonra da o işi benim için bereketli yap! Eğer bu işin benim dinim, yaşayışım ve işimin akıbeti hakkında şerli olduğunu bilmekteysen bu işi benden uzaklaştır, beni de bu işten uzaklaştır. Ve hayır nerede ise onu bana takdir et. Sonra beni bu (takdir edilen) işe razı kıl!”
Buhari 1109, Nesei 3253, Ebu Davud 1538, Tirmizi 480, İbni Mace 1383, İbni Hibban 887, Ahmed bin Hanbel Müsned 3/344
51) İshak bin Abdullah bin el-Kinâne (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
“Emirlerden bir emir yağmur duası namazını Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma)’ya sormam için beni ona gönderdi. Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma):
−Onun bunu bana bizzat kendisinin sormasına mani nedir? dedi. Sonra da şöyle dedi:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yağmur duası namazına mutevazi, boynu bükük, mahzun bir halde yavaş yavaş yürüyerek çıktı. Bayramda kıldırdığı gibi iki rekât namaz kıldırdı. Bu Bayram ve Cuma hutbeleriniz gibi hutbe irad etmedi.”
İbni Mace 1266, Ebu Davud 1165, Nesei 1520, Tirmizi 558, Darekutni 2/68, Hakim 1/326, Beyhaki 3/347, İbni Ebi Şeybe 2/358, Ahmed bin Hanbel Müsned 1/269, 355, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 665
52) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle haber verdi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Güneş ve ay hiç kimsenin ne ölümünden, ne de hayatından dolayı tutulmaz! Ancak onlar Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Onları gördüğünüzde hemen namaza durun!”
Müslim 914/28, Buhari 1014, Nesei 1460, Darekutni 2/65, Hâkim 1/331, Tabarani Mucemu’l-Kebir 13090, İbni Hibban 2828, Ahmed bin Hanbel Müsned 2/109, Albânî Sahîhu’l-Câmi’ 1644
53) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in zamanında güneş tutulmuştu.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Namaz toplayıcıdır,’ diye nida etmek üzere bir müezzin gönderdi. Bunun üzerine halk toplandı. Kendisi öne geçip dört rükû ve dört secdeli iki rekât namaz kıldırdı.”
Müslim 901/4, Buhari 1038, Nesei 1464, İbni Hibban 2842, Darekutni 2/62, Begavi 1146, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 658
54) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in zamanında güneş tutuldu. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescide çıktı. İnsanlar onun arkasında saf oldular. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tekbir aldı ve uzun bir kıraatle Kur’an okudu. Sonra tekbir aldı uzun bir rükû ile rükû etti. Sonra:
“Semiallahu limen hamideh” dedi doğruldu. Secde etmedi ve uzun bir kıraatle Kur’an okudu. Bu ikinci kıraati birincisinden daha kısa idi. Sonra tekbir aldı ve uzun bir rükû ile rükû etti. Bu ikinci rükû birinciden daha kısa idi. Sonra:
“Semiallahu limen hamideh Rabbena ve leke’l-hamd” dedi. Sonra secde etti. Bu secdeden sonra son rekâtte de aynı şeyleri birinci rekâtte ki gibi söyledi. Böylece Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iki rekâtte dört secde ile dört rükûu kemale erdirdi. Namazdan çıkmadan önce güneş açıldı. Sonra hutbe için ayağa kalktı, Allah’a layık olduğu şekilde senada bulundu. Sonra şöyle buyurdu:
“Güneş ve ay Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar hiç kimsenin ölümü ve hayatı için tutulmazlar! Siz onları gördüğünüz zaman hemen namaza koşun!”
Buhari 1019, Müslim 901/3, Ebu Davud 1180, Nesei 1464, Tirmizi 559, İbni Mace 1263, İbni Huzeyme 2/314, İbni Hibban 2842, İbnu’l-Carud 249, Ahmed bin Hanbel Müsned 6/87
55) Ka’b bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gittiği her seferden gündüz kuşluk vaktinde gelirdi. Geldiği vakit önce mescide gelir orada iki rekât namaz kılar, sonra orada oturur idi.”
Müslim 716/74
56) Amre bin Revaha (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Bayram namazlarında her izar sahibi kimsenin musallaya çıkması vacibdir!”
Ahmed bin Hanbel Müsned 27082, Ebu Nuym el-Hilye 7/163, Tayalisi 1622, Beyhaki 3//306, Albânî Sahîhu’l-Câmi’ 7105
57) Ömer bin el-Hattab (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Akşam hariç yolculuk namazı iki rekâttir; Ramazan ve Kurban Bayramı namazları iki rekâttır; Nebiniz Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in diliyle noksansız tamamdır.”
Nesei 1419, İbni Mace 1064, İbni Ebi Şeybe 2/93/1, İbni Huzeyme 1425, Ahmed bin Hanbel Müsned 1/37, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 638
58) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazan Bayramı günü musallaya çıktı, iki rekât bayram namazını kıldırdı. Ondan önce ve sonra başka namaz kılmadı. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanında Bilâl de vardı.”
Buhari 944, Müslim 884/13, Ebu Davud 1159, Nesei 1586, Tirmizi 537, Darimi 1/376, İbni Mace 1291, İbnu’l-Carud 261, İbni Hibban 2818, İbni Ebi Şeybe 2/82/2, Tayalisi 2637, Beyhaki 3/302, Ahmed bin Hanbel Müsned 1/355, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 631
59) Abdullah bin Amr (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ramazan bayramında tekbir getirmek birinci rekâtte yedi, ikinci rekâtte beş keredir. Kıraat her iki rekâtte de tekbirlerden sonradır.”
Ebu Davud 1151, İbni Mace 1278, İbnu’l-Carud 262, Darekutni 2/48, Beyhaki 3/285, Ahmed bin Hanbel Müsned 2/180, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 3/108
Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazan ve Kurban Bayramı namazlarında ruku tekbirleri dışında birinci rekâtte yedi, ikinci rekâtte beş kere tekbir alırdı.”
Ebu Davud 1149, 1150, İbni Mace 1280, Darekutni 2/46, Hâkim 1/298, Beyhaki 3/286287, Ahmed bin Hanbel Müsned 6/70, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 3/107
60) Âtâ (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
“Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) bayram namazının ilk rekâtında iftitah tekbiri ile yedi tekbir alırdı. Diğerinde ruku tekbiriyle altı tekbir alırdı. O tekbirlerin hepsi de kıraatten önce idi.”
İbni Ebi Şeybe, Firyabi Ahkamu’l-İdeyn 1/136, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 3/111
61) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
…Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), sonra makamı İbrahim’e ulaştı ve şu ayeti okudu:
وَاتَّخِذُوا مِنْ مَّقَامِ إِبْرَاهِيمَ مُصَلًّى
“Vettehizû Min Makami İbrahime Musalla.”
Sesini yükselterek bunu insanlara işittirdi. Makamı kendisi ile Beyt arasına alarak iki rekât namaz kıldı.
Buhari 1489, Müslim 1216/146, Tahavi 2/140, İbni Mace 2980, İbnu’l-Carud 469, İbni Hibban 3944, Nesei 2762, Ebu Davud 1787, Tayalisi 16
62) Ebu Useyd’in azatlısı, Ebu Said (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Ben köle olduğum dönemde evlendiğimde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabından bir topluluğu düğünüme davet etmiştim. O topluluğun içerisinde, Abdullah ibni Mesud, Huzeyfe bin Yeman ve Ebu Zer (Radiyallahu Anhum)’da bulunuyordu. Namaz için kamet getirildi. Ebu Zer (Radiyallahu Anh) takaddüm edip öne geçti.
Sahabeler ona:
−Ağır ol bakalım! dediler. Ebu Zer (Radiyallahu Anh):
−Ha öyle mi? dedi. Onlar da:
−Evet, öyle dediler. Ben köle olduğum halde onların önüne geçtim (ve onlara namaz kıldırdım.) Sonra onlar bana zifaf hukukunu öğretip şöyle dediler:
−Eşin senin yanına girdiği vakit iki rekat namaz kıl; sonra yanına giren eşinin hayırlı olmasını iste. Ve onun şerrinden Allah’a sığın! Sonra sen onunla arandaki işe bak.”
Not: Sahabelerin, ağır ol bakalım demesi, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in şu emrine işaret etmektedir:
“Biriniz herhangi bir kavmi ziyaret ettiği vakit sakın onlara imamlık edip namaz kıldırmasın!”
İbni Ebi Şeybe 3/401/2, Abdurrezzak 10462, Albânî Adabu’z-Zifaf 94
63) Abdullah bin Şakik (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
Ebu Hureyze denen bir kimse Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anh)’a geldi ve:
−Ben bekar ve genç bir kızla evlendim. Onun beni kızdırmasından korkuyorum, dedi. Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
−Ülfet Allah’tan, kızıp gazaplanmak ise şeytandandır! Ailen evine geldiği vakit ona emret arkanda iki rekat namaz kılsın! Sonra da şöyle dua et:
اللَّهُمَّ بَارِكْ لِي فِي أَهْلِي، وَبَارِكْ لَهُمْ فِيَّ، اللَّهُمَّ اجْمَعْ بَيْنَنَا مَا جَمَعْتَ بِخَيْرٍ، وَفَرِّقْ بَيْنَنَا إِذَا فَرَّقْتَ إِلَى خَيْرٍ
“Ey Allah’ım! Beni ehlime, ehlimi de bana bereketli kıl. Ey Allah’ım! Hayırlı olduğu sürece bizi bir arada tut. Ey Allah’ım! Ayrılmak bizim için hayırlı olduğu zaman bizi ayır.”
İbni Ebi Şeybe 3/402/5, Abdurrezzak 10460, Deylemi Firdevs 1938, Taberani Mucemu’l-Evsad 2/166, Albânî Zifaf 95, 96