Teşehhüd de Es-Selamu
Ale’n-Nebiyyi Demek

Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anh) şöyle demiştir:

Elim, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in elinin içinde olduğu halde teşehhüdü bana öğretti. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana Kur’an’dan bir sure öğretir gibi şu teşehhüdü öğretti:

“Et-Tahiyyatu Lillahi Ve’s-Salavatu Ve’t-Tayyibatu, Es-Selamu Aleyke Eyyuhe’n-Nebiyyu ve Rahmetullahi ve Berekâtuhu, Es-Selamu Aleyna Ve Ala İbadillahi’s-Salihin. Eşhedu Ella İlahe İllallah Ve Eşhedu Enne Muhammeden Abduhu Ve Rasuluhu.”

Biz bu duayı, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aramızda iken böyle söylerdik, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ruhu kabzolunduktan (yani öldükten) sonra:

التَّحِيَّاتُ لِلَّهِ، وَالصَّلَوَاتُ، وَالطَّيِّـبَاتُ، السَّلاَمُ عَلَى النَّبِيِّ، وَرَحْمَةُ اللهِ، وَبَرَكَاتُهُ، السَّلاَمُ عَلَيْنَا، وَعَلَى عِبَادِ اللهِ الصَّالِحِينَ، أَشْهَدُ أَنْ لآ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ، وَرَسُولُهُ

‘Es-Selamu Ale’n-Nebiyyi’ demeye başladık.

Önemli Not: Yani sahabeler, Es-Selamu Aleyke Eyyuhe’n-Nebiyyu, demeyi terk edip, Es-Selamu Ale’n-Nebiyyi’ diyorlar!

Buhari 6208, Müslim 402/55, Ebu Avane 2/228, Ebu Davud 968, Nesei 1169, Tirmizi 289, İbni Mace 899, Beyhaki 2/138, İbni Ebi Şeybe 1/326/5, Serrac Müsned 9/1/2, Muhallis el-Fevaid 11/54/1, Ebu Ya’la Müsned 2/258, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 321

Hafız ibni Hacer (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:

“Bu ziyadenin zahirinden şu anlaşılmaktadır; Onlar Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayattayken ‘Es-Selamu Aleyke Eyyuha’n-Nebiyyu’ şeklinde hitab siğasıyla kullanıyorlardı. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefat edince hitap lafzını bırakıp gaib sigasını kullanmaya başladılar ve ‘Es-Selamu Ale’n-Nebiyyi’ demeye başladılar.”

Subki (Rahmetullahi Aleyh), Şerhu’l-Minhac’da bu rivayeti sadece Ebu Avane’den aktardıktan sonra şöyle demiştir:

“Eğer sahabenin böyle yaptığı sahih ise bu, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den sonra hitab siğasını kullanmanın vacip olmadığına delalet eder. Böylece şöyle denilebilir; Es-Selamu Ale’n-Nebiyyi.”

Allâme Muhammed Nâsıruddin el-Albânî (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:

Bu olayın sahih olduğu şüphesizdir. Çünkü bu olay Sahih-i Buhari’de sabit olmuştur. Nitekim buna kavi bir mütâbi yani yan bir rivayet buldum. Abdurrezzâk (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:

Bana ibni Cureyc haber verdi ki, bana Ata haber verdi ki:

Sahabeler Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayattayken, ‘Es-Selamu Aleyke Eyyuhe’n-Nebiyyu’ diyorlardı. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefat edince de;

‘Es-Selamu Ale’n-Nebiyyi’ demeye başladılar. Bu sened de sahihtir.

Said bin Mansur’un Ebu Ubeyde bin Abdullah bin Mes’ud yoluyla babası Abdullah bin Mes’ud’dan naklettiği, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara teşehhüdü öğretirdi ve duayı zikretti.

Rivayetine gelince diyor ki; Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

Biz, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayattayken ‘Es-Selamu Aleyke Eyyuhe’n-Nebiyyu’ söylüyorduk. Bunun üzerine Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bize böyle öğretti, biz de öyle biliyoruz. Anlaşılan şu ki, Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) bunu içtihadıyla söylemiş ancak Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anh) ona uymamıştır!

Fakat Ebu Mamer’in rivayeti daha sahihtir. Yani Buhari’nin rivayeti. Çünkü Ebu Ubeyde babasından hadis dinlememiştir. Bununla beraber ona kadar gelen sened zayıftır!