Tevbe ve İstiğfarın Faziletleri

(1) Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

فَاذْكُرُونِي أَذْكُرْكُمْ وَاشْكُرُوا لِي وَلاَ تَكْفُرُونِ

“Öyle ise Beni zikredin ki, Ben de sizi zikredeyim. Bana şükredin ve sakın küfretmeyin!”

Bakara Suresi 152

(2) Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

يَآ أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اذْكُرُوا اللهَ ذِكْرًا كَثِيرًا

“Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin!” (Her konuda Kurana ve Sahih Sünnete göre hareket edin! Rabbinizi dilinizden ve gönlünüzden düşürmeyin!)

Ahzâb Suresi 41

(3) Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَالذَّاكِرِينَ اللهَ كَثِيرًا وَالذَّاكِرَاتِ أَعَدَّ اللهُ لَهُمْ مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا

“Allah’ı çokça zikreden erkekler ve çokça zikreden kadınlar var ya; işte Allah bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat (cennet) hazırlamıştır.”

Ahzâb Suresi 35

(4) Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَاذْكُرْ رَّبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعًا وَخِيفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ وَلاَ تَكُنْ مِّنَ الْغَافِلِينَ

“İçinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam Rabbini zikret! ve Gâfillerden olma!”

A’râf Suresi 205

(5) Ebu Musa el-Eş’arî (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

مَثَلُ الَّذِي يَذْكُرُ رَبَّهُ، وَالَّذِي لاَ يَذْكُرُ مَثَلُ الْحَيِّ، وَالْمَيِّتِ

“Rabbini zikreden kişi ile Rabbini zikretmeyenin misali, diri ile ölü gibidir!”

Buhari 14/6344

(6) Ebu Musa el-Eş’arî (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

مَثَلُ الْبَيْتِ الَّذِي يُذْكَرُ اللهُ فِيهِ، وَالْبَيْتِ الَّذِي لاَ يُذْكَرُ اللهُ فِيهِ مَثَلُ الْحَيِّ، وَالْمَيِّتِ

“İçerisinde Allah’ın zikredildiği ev ile, içerisinde Allah’ın zikredilmediği evin misali, diri ile ölü gibidir!”

Müslim 779/211

(7) Ebu’d-Derda (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Dikkat! Amellerinizin en hayırlısını, Melikiniz/Rabbiniz katında en geçerli olanını, dereceleriniz içerisinde en yükseğini, altın ve gümüşü Allah’ın Yolunda harcamanızdan daha hayırlısını, düşmanınızla karşılaşıp sizin onların boyunlarını vurmanızdan, onların da sizin boyunlarınızı vurmasından daha hayırlısını size bildireyim mi?”

Sahabe:

–Evet, dediler. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de şöyle buyurdu:

–“Allah’ı zikretmektir!

Tirmizi 3599

(8) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor; Ben kulumun hakkımdaki zannındayımdır. Beni zikrettiği vakit onunla beraberim. Eğer Beni kendi nefsinde zikrederse, Bende onu kendi nefsimde anarım. Eğer Beni bir toplulukta zikrederse, Ben de onu onlardan daha hayırlı bir toplulukta anarım. Eğer Bana bir karış yaklaşırsa, ben ona on arşın (parmakla dirsek arası mesafe) yaklaşırım. Eğer Bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. Eğer kulum bana yürüyerek gelse, Ben ona koşarak gelirim.”

Müslim 2675/21, Tirmizi 3835, Buhari 16/7410

(9) Abdullah bin Busr (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Bir adam, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e:

–Ey Allah’ın Rasulü! Kuşkusuz ki, İslam’ın bana olan emirleri fazlalaştı. Bana bir şeyi haber ver ki ona sımsıkı sarılayım, dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Dilin, devamlı Allah’ı zikretmekle ıslak kalsın!”

Tirmizi 3597

(10) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Bir mecliste oturup da orada Allah’ı zikretmeyen ve Nebilerine salât getirmeyen bir topluluk, mutlaka Allah tarafından (bu kusurlarından dolayı) pişmanlığa uğratılır. Allah dilerse onlara azap eder, dilerse onları bağışlar.

Tirmizi 3602

(11) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Oturdukları meclisde Allah’ı zikretmeden kalkan bir topluluk, eşek leşi üzerinden kalkmış gibidirler ve bu meclis, onlar için pişmanlık olacaktır!”

Ebu Davud 4855, Ahmed bin Hanbel Müsned, Albânî Sahihu’l-Cami’

(12) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Allah’a yemin olsun kuşkusuz ki, ben günde yetmiş defadan fazla Allah’tan bağışlanma diler ve Allah’a tevbe ederim.”

Buhari 13/6245, Tirmizi 3474

(13) Eğarra’l-Muzenî (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Ey insanlar! Allah’a tevbe edin! Kuşkusuz ki, ben günde yüz kere Allah’a tevbe ederim.”

Müslim 2702/42

(14) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

Herkim;

أَسْتَغْفِرُ اللهَ الْعَظِيمَ الَّذِي لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ،الْحَيُّ الْقَيُّومُ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ

‘Azim olan Allah’tan bağışlanma dilerim ki, Allah’tan başka hakkıyla ibadete layık hiçbir ilah yoktur! Allah, Hayy ve Kayyum’dur ve O’na tevbe ederim’ derse, savaştan kaçmış olsa bile, Allah onu bağışlar.”

Ebu Davud 1517, Tirmizi 3810

(15) Amr bin Abse (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Rabbin kula en yakın olduğu vakit, gecenin son yarısıdır. Eğer o saatte Allah’ı zikredenlerden olabilirsen ol!”

Tirmizi 3812

(16) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Kulun, Rabbine en yakın olduğu an, secde ederken ki halidir. O halde secdede duayı çoğaltınız!”

Müslim 482/215

(17) Eğarra’l-Muzenî (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Benim kalbim de dalar, ben de muhakkak ki, günde yüz defa Allah’tan bağışlanma dilerim.”

Müslim 2702/41, Ebu Davud 1515

İbni Esir, hadisteki [إِنَّهُ لَيُغَانُ عَلَى قَلْبِي] ifadesi hakkında şöyle der:

Bundan maksat unutmaktır. Çünkü Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), çokça zikir ve ibadet yapardı. Bazı zamanlar bunlardan unuttuğu da olurdu. Bu yüzden, unuttuğu şeyi günah sayar ve derhal istiğfara yönelirdi.

 

(18) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Kim, bir günde yüz kere;

سُبْحَانَ اللهِ، وَبِحَمْدِهِ

Allah’a hamdederek O’nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim derse, günahları denizin köpüğü kadar olsa bile bağışlanır.”

Buhari 14/6343, Müslim 2691/28, Tirmizi 3695

(19) Amr bin Meymun (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Herkim on kere;

لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَعَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

‘Allah’tan başka hakkıyla ibadete layık hiçbir ilah yoktur. O, birdir ve O’nun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd da O’nadır. O, her şeye gücü yetendir’ derse, İsmail aleyhisselam’ın oğullarından dört kişiyi hürriyetine kavuşturmuş gibi sevap kazanır.”

Müslim 2693/30 Tirmizi 3786

(20) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Söylemesi dile kolay gelen, (kıyamet günü) mîzanda ağır basan ve Rahman’a sevimli olan iki söz vardır ki bu iki söz şudur;

سُبْحَانَ اللهِ، وَبِحَمْدِهِ سُبْحَانَ اللهِ الْعَظِيمِ

Subhanallahi ve bihamdihi, Subhanallahi’l-Azîm. Allah’a hamd ederek O’nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim. Yüce Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim.

Buhari 14/6343, Müslim 2694/31, Tirmizi 3696

(21) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

سُبْحَانَ اللهِ، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ، وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، وَاللهُ أَكْبَرُ

“Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim. Hamd, Allah’adır. Allah’tan başka hakkıyla ibadet layık hiçbir ilah yoktur ve Allah en büyüktür demem, güneşin üzerine doğduğu her şeyden bana daha sevimlidir.”

Müslim 2695/32, Tirmizi 3829

(22) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Sizden her hangi birinizin her gün bin sevap kazanmaktan aciz olur mu?”

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında oturanlardan birisi:

–Bizden birisi nasıl bin sevap kazanır? diye sordu. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de şöyle buyurdu:

–“Yüz defa Subhanallah derse, kendisine bin sevap yazılır veya onun bin günahı silinir.”

Müslim 2698/37, Tirmizi 3692

(23) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Her kim;

سُبْحَانَ اللهِ الْعَظِيمِ، وَبِحَمْدِهِ

Yüce Allah’a hamd ederek O’nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim derse, ona cennette bir hurma ağacı dikilir.”

Tirmizi 3694

(24) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Ey Abdullah bin Kays! La Havle ve La Kuvvete İlla Billah, de! Kuşkusuz ki, bu kelime cennet hazinelerinden bir hazinedir…

لاَحَوْلَ، وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ

Güç ve kuvvet ancak Allah’tandır.”

Buhari 14/6324, Müslim, Tirmizi 3833

(25) Semure bin Cundeb (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Sözlerden Allah’a en sevimli olanı dörttür:

سُبْحَانَ اللهِ، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ، وَلاَ إِلَهِ إِلاَّ اللهُ، وَاللهُ أَكْبَرُ

‘Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim. Hamd, Allah’adır. Allah’tan başka hakkıyla ibadete layık hiçbir ilah yoktur ve Allah en büyüktür.’ Bunlardan hangisiyle başlarsan başlayın zararı yoktur.”

Müslim 2137/12, Ahmed bin Hanbel Müsned 14383

(26) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e bir bedevi geldi ve:

−Bana söyleyeceğim bir söz öğret, dedi.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، اللهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيرًا، سُبْحَانَ اللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ، لاَحَوْلَ، وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ

“Allah’tan başka hakkı ile ibadete layık hiçbir ilah yoktur. O, birdir ve O’nun hiçbir ortağı yoktur. Allah en büyüktür. Allah’a çokça hamd olsun. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim. Güç ve kuvvet ancak Azîz ve Hakîm olan Allah’tandır.”

Bunun üzerine bedevi:

−Bunlar Rabbim içindir, peki benim için ne vardır? diye sordu.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

اللَّهُمَّ اغْفِرْلِي، وَارْحَمْنِي، وَاهْدِنِي وَارْزُقْنِي

“Ey Allah’ım! Beni bağışla ve bana merhamet eyle. Beni hidayete erdir ve beni rızıklandır” de.”

Bedevi dönüp giderken, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

–“Elleri gerçekten hayırla doldu.”

Müslim 2696/33

(27) Bir kimse Müslüman olduğunda, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ona namazı öğretir, sonra şu kelimelerle dua etmesini emrederdi:

اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي، وَارْحَمْنِي، وَاهْدِنِي، وَعَافِنِي، وَارْزُقْنِي

“Ey Allah’ım! Beni bağışla ve bana merhamet eyle. Beni hidayete erdir. Bana afiyet ver ve beni rızıklandır.”

Müslim 2697/34

(28) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، الْحَمْدُ لِلَّهِ

“Zikrin en fazîletlisi, La İlahe İllallahtır. Duanın en fazîletlisi ise, Elhamdulillahtır.”

Tirmizi 3605

(29) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ

“Kul kesin ihlaslı olarak, La ilahe illallah derse, büyük günahlardan sakındığı müddetçe semanın kapıları kendisine açılır ve o tevhid kelimesi Aa yükselir.”

Tirmizi 3822

(30) Ebu Said el-Hudrî (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Kalıcı salih ameller (şu sözlerdir):

سُبْحَانَ اللهِ، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ، وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، وَاللهُ أَكْبَرُ، وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَ بِاللهِ

Subhanallahi Velhamdulillahi Ve La İlahe illallahu Valllah-u Ekber. Ve La Havle Ve La Kuvvete İlla Billah.”

Ahmed bin Hanbel Müsned 14420

(31) Ebu Musa el-Eş’ari (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Biz bir seferde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraberdik. Tepelere çıktıkça, Allah-u Ekber diye yüksek sesle tekbir getirdik. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Ey insanlar! Nefislerinizi yumuşak davranın! Kuşkusuz ki, sizler sağıra ve gâibe dua etmiyorsunuz! Lakin sizler Semi’ ve Basir olan Allah’a dua ediyorsunuz...”

Buhari 14/6324