بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ

Soru: Bir hanımefendi:

“Nur suresi 31. ayette ki kendiliğinden görünenler sözünü açıklar mısınız?” diye sormuş.

Cevap: Nur suresi 31. ayette, “kendiliğinden” lafzı yoktur! Doğrusu şöyledir; “görünen kısımları müstesna.” Bu ayette, “görünen kısımları müstesnadan” kasıt; “Yüz ve ellerdir.”

Yani yüz ve ellerde, görünen süslerin açıkta olmaları caizdir. Çünkü Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ebu Bekir (Radiyallahu Anh)’ın kızı Esma (Radiyallahu Anha)’ya şöyle demiştir:

Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:

“Kız kardeşim Esma binti Ebu Bekir üzerinde ince bir elbise olduğu halde Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanına gelmişti. Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ondan yüzünü başka bir tarafa çevirerek:

−‘Ey Esma! Buluğ çağına girmiş bir kadının şu ve şunun dışından el ve yüzünü işaret eder başkasını göstermesi doğru değildir’ dedi”

Ebu Davud 4104

Kadının görünmesi helal olan kısım el ve yüzüdür. Bundan sonra geri kalan kısım kadının ziynetindendir. Karşı cinse gösterilmesi haramdır.

Kadın için süslenmek helaldir. Bu kadının fıtratından gelen bir isteğe cevap niteliğindedir. Bütün kadınlar güzel olmaya, güzel görünmeye meraklıdırlar. Süslenme kavramı ise, çağdan çağa değişir. Ama süslenmenin fıtrattaki esası tek ve değişmezdir.

O da güzel olma, güzelliği tamamlama ve bunu erkeklere gösterme isteğidir. İslam bu fıtri isteğe karşı çıkmaz. Sadece onu düzene koyar, kontrol altına alır. Onu hayatı paylaştığı erkeğe doğru yöneltir, başkasının göremediği şeyleri sadece ona gösterir.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ